molon labe
http://img20.imageshack.us/img20/5718/psychic2tl.swfŞöyle bi flash uygulama var. Önce kafanızdan 2 basamaklı bi sayı tutun, sonra basamakları toplayın yani sonrada ilk sayıdan cıkarın. Yani 55 tuttunuz diyelim, 5+5=10 10'u 55ten cıkarcaksınız. Çıkan sayıyı ordaki sembolden bulup mavi butaona tıklayı
img20.imageshack.us
Şöyle bi flash uygulama var. Önce kafanızdan 2 basamaklı bi sayı tutun, sonra basamakları toplayın yani sonrada ilk sayıdan cıkarın.
Yani 55 tuttunuz diyelim, 5+5=10 10'u 55ten cıkarcaksınız. Çıkan sayıyı ordaki sembolden bulup mavi butaona tıklayınca biliyor ibne. Ben böyle bişey görmedim de mantıklı bi açıklama bekliyorum hinliğini bilenlerden. Kafa basmıyor.
Şöyle bi flash uygulama var. Önce kafanızdan 2 basamaklı bi sayı tutun, sonra basamakları toplayın yani sonrada ilk sayıdan cıkarın.
Yani 55 tuttunuz diyelim, 5+5=10 10'u 55ten cıkarcaksınız. Çıkan sayıyı ordaki sembolden bulup mavi butaona tıklayınca biliyor ibne. Ben böyle bişey görmedim de mantıklı bi açıklama bekliyorum hinliğini bilenlerden. Kafa basmıyor.
0
AB iki ya da tek basamaklı bir sayı,
AB-(A+B)= 10A + B - (A + B) = 9A hep 9 un katı
AB-(A+B)= 10A + B - (A + B) = 9A hep 9 un katı
0
hangi numarayı seçersen seç sonuç şunlardan biri olacak ;
0 9 18 21 27 36 43 45 54 63 72 81 94
ve hepsinin sembolü aynı, o sembol çıkıyor.
bir tür matematik yanılsaması/hilesi diyelim.
0 9 18 21 27 36 43 45 54 63 72 81 94
ve hepsinin sembolü aynı, o sembol çıkıyor.
bir tür matematik yanılsaması/hilesi diyelim.
0
evet 9 katı olduğu doğru.sadece 0'ın yanındaki sembole bak,tuttuğun sayı ile alakası yok sembolün.sürekli 0'ın yanındaki sembol çıkacak.
0
aliscan
merhabalar dün başlık açmıştım ama gerilerde kalınca pek çok kişinin önerisinden mharum kalacağımı düşünerek tekrar açıyorum. gerçekten sizi etkileyen farklı kitap önerilerinizi bekliyorum.
merhabalar dün başlık açmıştım ama gerilerde kalınca pek çok kişinin önerisinden mharum kalacağımı düşünerek tekrar açıyorum. gerçekten sizi etkileyen farklı kitap önerilerinizi bekliyorum.
0
şaman
herhangi bir enstrüman çalmadan müzik icra edilebileceğini düşünüyor musunuz?veya emek harcamadan müzik yapılabilir mi?elektronik müzik bir müzik türü müdür veya sanatın bir dalı mıdır?elektronik müziğin içinde duygu var mıdır?ne çok soru sordum lan kafanıza göre cevaplayın işte.edit: olm elektronik
herhangi bir enstrüman çalmadan müzik icra edilebileceğini düşünüyor musunuz?
veya emek harcamadan müzik yapılabilir mi?
elektronik müzik bir müzik türü müdür veya sanatın bir dalı mıdır?
elektronik müziğin içinde duygu var mıdır?
ne çok soru sordum lan kafanıza göre cevaplayın işte.
edit: olm elektronik müzik karşıtı değilim.aksine çok da severim.amacım fikir almak,münakaşa yaratmak değil.
veya emek harcamadan müzik yapılabilir mi?
elektronik müzik bir müzik türü müdür veya sanatın bir dalı mıdır?
elektronik müziğin içinde duygu var mıdır?
ne çok soru sordum lan kafanıza göre cevaplayın işte.
edit: olm elektronik müzik karşıtı değilim.aksine çok da severim.amacım fikir almak,münakaşa yaratmak değil.
0
evet, herhangi bir sesten müzik yapılabilir.
emek harcanıyor ki hepsinde. vuvuzela çalınırken bile emek harcanıyor mesela.
elektronik müzik, bir müzik türüdür ve dolayısıyla sanattır..
emek harcanıyor ki hepsinde. vuvuzela çalınırken bile emek harcanıyor mesela.
elektronik müzik, bir müzik türüdür ve dolayısıyla sanattır..
0
bana göre, emek harcamadan asla 'müzik' yapılamaz. ama elektronik müzik de hiçbir emek yok ki ben zaten onu müzikten saymıyorum.
edit: canlarım benim ben de benim sevdiğim müzik tarzına eleştiri gelse sevinmem ama farklı düşüncelere de açık olmak lazım değil mi? yukarıda yazdıklarımın tamamen arkasındayım, bu konuyu tartışmayı isterim ama ne yeri, ne de zamanı. bu asabilikle bir yere varılmaz. hadi öptüm bb.
edit: canlarım benim ben de benim sevdiğim müzik tarzına eleştiri gelse sevinmem ama farklı düşüncelere de açık olmak lazım değil mi? yukarıda yazdıklarımın tamamen arkasındayım, bu konuyu tartışmayı isterim ama ne yeri, ne de zamanı. bu asabilikle bir yere varılmaz. hadi öptüm bb.
0
elektronik müzikte duygu soruna bazı parçalarla yanıt vereceğim;
missing (todd terry remix) - everything but the girl
remind me (someone else's remix) - röyksopp
bunları dinle, sonra gel bakalım emek var mıymış, duygu var mıymış.
teyallahım ne insanlar var ya...
missing (todd terry remix) - everything but the girl
remind me (someone else's remix) - röyksopp
bunları dinle, sonra gel bakalım emek var mıymış, duygu var mıymış.
teyallahım ne insanlar var ya...
0
elektronik müziğin sanat olup olmadığını anlamak için bir konçerto, bir arya dinleyin de 'gerçek' sanatın ne olduğunu anlayın. kimsenin müzik zevkine karışacak değilim ama neyin sanat olup neyin olmadığını bilmek lazım.
0
elektronik müzik olarak neyi ele alıyoruz, zira dinlediğimiz herşeyde zaten elektronik birşeyler var,
triphop taki elektronik davullardan dolayı emeksiz mi sayacağız
yada en basitinden midi klavye ile bas gitar samplesi çalınca emek oluyorda bir sawlead çalınca emeksizmi oluyor.
elektronik müzik içinde deli gibi müzik bilgisi lazımdır, elbette emek vardır
ama her müzikte olduğu gibi iyi müzik ve kötü müziği ayırt etmek lazımdır.
triphop taki elektronik davullardan dolayı emeksiz mi sayacağız
yada en basitinden midi klavye ile bas gitar samplesi çalınca emek oluyorda bir sawlead çalınca emeksizmi oluyor.
elektronik müzik içinde deli gibi müzik bilgisi lazımdır, elbette emek vardır
ama her müzikte olduğu gibi iyi müzik ve kötü müziği ayırt etmek lazımdır.
0
elektronik bir müzik türü müdür ?
- evet elektronik bir müzik türüdür. ve elektronik müzik çok geniş dallara ayrılan bir müzik türüdür. dubstep'den tutun chillout'a kadar gider bu yol.
elektronik müzikte duygu var mı?
- bana göre en fazla duygu içeren müzik türü elektronik müziktir.
"elektronik müzikte emek yok"
bunu söyleyebilen birisi "müzikten anlamıyordur". bu kadar basit. 2 kere 2 = 4. sen elektronik müzigi hayatında sadece clublarda duydugu müzik zanneden zihniyetin bunu söylemesi çok basit ve anlanabilir.
howard shore ile yapılan bir roportajda bu konu üzerinde durdular. howard shore elektronik müzigin şu an icra edilen en kaliteli müzik türü oldugunu üstüne basa basa söylüyordu. (2005-2006 arası bir roportajdı) Ayrıca hangi sanatçıları takip ettigi sorulunca, bir Trance efsanesi olan Airbase'i göstermişti.
www.youtube.com
Gidin, Trance dinleyin, Chillout Ambient Lounge Downtempo dinleyin. Commercial House'ı elektronik müzik sayanlar, sizler bu konularda fazla yorum yapmayın. Benimle aynı ortamda bu konuyu açmayın. Fena ezerim.
Çok uzun bir yazı yazacaktım ancak bu kadarı yeterli.
- evet elektronik bir müzik türüdür. ve elektronik müzik çok geniş dallara ayrılan bir müzik türüdür. dubstep'den tutun chillout'a kadar gider bu yol.
elektronik müzikte duygu var mı?
- bana göre en fazla duygu içeren müzik türü elektronik müziktir.
"elektronik müzikte emek yok"
bunu söyleyebilen birisi "müzikten anlamıyordur". bu kadar basit. 2 kere 2 = 4. sen elektronik müzigi hayatında sadece clublarda duydugu müzik zanneden zihniyetin bunu söylemesi çok basit ve anlanabilir.
howard shore ile yapılan bir roportajda bu konu üzerinde durdular. howard shore elektronik müzigin şu an icra edilen en kaliteli müzik türü oldugunu üstüne basa basa söylüyordu. (2005-2006 arası bir roportajdı) Ayrıca hangi sanatçıları takip ettigi sorulunca, bir Trance efsanesi olan Airbase'i göstermişti.
www.youtube.com
Gidin, Trance dinleyin, Chillout Ambient Lounge Downtempo dinleyin. Commercial House'ı elektronik müzik sayanlar, sizler bu konularda fazla yorum yapmayın. Benimle aynı ortamda bu konuyu açmayın. Fena ezerim.
Çok uzun bir yazı yazacaktım ancak bu kadarı yeterli.
0
elektronik müzigi dinlemeyi bilmek lazım önce. evet.
bir de rock müzik icra edip hastası olan bir arkadaşım elektronik müzigin rock müzikten etkiendigini söylüyordu. odasında ise elektro gitar asılıydı. hala her müzik türünün digerlerinden az da olsa etkilendigini, hiç bir müzik türünün digerinin "alt kümesi" olamayacagını anlamayanlar var.
burada "bizim pink floyd, deep purple gibi, rolling stones gibi efsanelerimiz var diyip" elektronik müzigi küçümseyen kişilerin kesinlikle bir kaç tane elektronik müzik "efsanesi" dinlemesi gerekiyor. araştırınız.
bir de rock müzik icra edip hastası olan bir arkadaşım elektronik müzigin rock müzikten etkiendigini söylüyordu. odasında ise elektro gitar asılıydı. hala her müzik türünün digerlerinden az da olsa etkilendigini, hiç bir müzik türünün digerinin "alt kümesi" olamayacagını anlamayanlar var.
burada "bizim pink floyd, deep purple gibi, rolling stones gibi efsanelerimiz var diyip" elektronik müzigi küçümseyen kişilerin kesinlikle bir kaç tane elektronik müzik "efsanesi" dinlemesi gerekiyor. araştırınız.
0
elektronik müzik dinleyen bir insan değilim, ama devils trill bir işin sanat olup olmayacağını sizin kıstaslarınız belirlemiyor. kaldı ki elektronik müzik ileri seviyede müzik bilgisi gerektiren ve emek harcanan bi müziktir.
0
Müzik entrumansız yapılmaz. Bilgisayarda yapıyorsanız enstrumanınız bilgisayardır.
Emek harcamadan müzik yapılabilir ama başkalarının emeklerini harcamak gerekir bunun için.
Bir de elektronik müzik dediğiniz çok geniş bir genre. Şu dj lerin çaldığı sürekli kendini tekrarlayan ritimler de bu genreın içinde Mike Oldfield'da. Çok saçma örnekleri de var ama başyapıt diyebileceğimiz örnekler de var.
Bir de elektronik enstumanları entruman olarak kabul etmemek o kadar saçma ki. Acaba Moog'dan çıkan sesi ne gibi bir akustik entrumandan çıkarabilirsiniz. Çıkaramazsanız bu gibi seslerden feragat mı edeceksiniz.
Bir de konçerto, arya dinle falan denilmiş. bir konçertoyu tamamen elektronik enstrumanlarla çalabilirsiniz. Hatta elektronik bir enstruman için (mesela hammond orgiçin) bir konçerto bile besteleyebilirsiniz. Kubrick'in A Clockwork Orange filminin müziklerini dinlerseniz klasik eserlerin elektronik enstrumanlarla nasıl icra edildiğini görürsünüz.
Emek harcamadan müzik yapılabilir ama başkalarının emeklerini harcamak gerekir bunun için.
Bir de elektronik müzik dediğiniz çok geniş bir genre. Şu dj lerin çaldığı sürekli kendini tekrarlayan ritimler de bu genreın içinde Mike Oldfield'da. Çok saçma örnekleri de var ama başyapıt diyebileceğimiz örnekler de var.
Bir de elektronik enstumanları entruman olarak kabul etmemek o kadar saçma ki. Acaba Moog'dan çıkan sesi ne gibi bir akustik entrumandan çıkarabilirsiniz. Çıkaramazsanız bu gibi seslerden feragat mı edeceksiniz.
Bir de konçerto, arya dinle falan denilmiş. bir konçertoyu tamamen elektronik enstrumanlarla çalabilirsiniz. Hatta elektronik bir enstruman için (mesela hammond orgiçin) bir konçerto bile besteleyebilirsiniz. Kubrick'in A Clockwork Orange filminin müziklerini dinlerseniz klasik eserlerin elektronik enstrumanlarla nasıl icra edildiğini görürsünüz.
0
elektronik müzik 19. yy sonundan itibaren başlamıştır. ancak günümüzdeki şeklini daha çok 1950'lerden itibaren aldı desek hiç de yanlış olmaz. özellikle pierre schaeffer'in "concrete musique"i ile karlheinz stockhausen'ın "electronische musik"i öne atıp geliştirmesiyle, ses örneklemesi ve sesin işlenmesi, müzik içerisindeki yerini en sağlam haliyle aldı.
öncelikle elektronik müziğin aslında hiç de yeni olmayan, aksine önemli geçmişe sahip bir müzik yapma çeşidi olduğunu belirtmek istedim. malum yanlış bir anlaşılma var gibime geldi. şöyle ki, elektronik müzik sadece chill-out, drum n bass ya da trance'den ibaret değildir.
matematik, geometri ve mimarinin özelliklerinden yararlanarak bu müziği üreten çok fazla elektronik müzik sanatçısı vardır. kimisi tam bir programcı edasıyla dijital ortamda kodlamalar yaparak müziğini üretir, kimisi ise, analog modüler sistemler kurarak ya da analog olarak üretilmiş sesi, dijital ortamda process'e uğratarak bize sunar. ve tüm bu olanlar sandığınız kadar basit bir süreç değildir.
buradaki önemli nokta, elektronik müziği nasıl ve ne olarak algıladığınızdır.
öncelikle elektronik müziğin aslında hiç de yeni olmayan, aksine önemli geçmişe sahip bir müzik yapma çeşidi olduğunu belirtmek istedim. malum yanlış bir anlaşılma var gibime geldi. şöyle ki, elektronik müzik sadece chill-out, drum n bass ya da trance'den ibaret değildir.
matematik, geometri ve mimarinin özelliklerinden yararlanarak bu müziği üreten çok fazla elektronik müzik sanatçısı vardır. kimisi tam bir programcı edasıyla dijital ortamda kodlamalar yaparak müziğini üretir, kimisi ise, analog modüler sistemler kurarak ya da analog olarak üretilmiş sesi, dijital ortamda process'e uğratarak bize sunar. ve tüm bu olanlar sandığınız kadar basit bir süreç değildir.
buradaki önemli nokta, elektronik müziği nasıl ve ne olarak algıladığınızdır.
0
amma aşıkmışsınız elektronik müziğe yaa. tamam her şey emek olduğu gibi elektronik müzikte de emek vardır. ama ve lakin benim uğraştığım müziğin yanında elektronik müzikteki emek hafif kalıyor.
bilgisayarla falan programlamak farklı, tuşe de elin yara olana kadar kreutzer çalmak farklı.
bir paganini eseri çalabilmek için değil yıllarını, tüm hayatını ona veriyorsun. parmakların yara, sırtın, belin, boynun ağrıdan geçilmez duruma geliyor. sadece bir notaya bile günlerce uğraşıyorsun. haftalarca kreutzer, han sitt vs. kasıyorsun. çalışıyorsun, çalışıyorsun ama hoca beğenmiyor. sayfalarca süren en can sıkıcı, en zor etütlere çalışıyorsun. enstrümanını çalmadığın zaman bile parmakların sanki çalarmış gibi hareket ediyor, çünkü ondan başka bir şey düşünemez hale geliyorsun. bir nevi çıldırmak yani. sizin 5 dakika dinleyip geçtiğiniz eser üzerinde o kadar çok emek var ki bunu, o enstrümanı çalandan başkası anlayamaz.
biri için ömrünü veriyorsun, diğerini ise dijital ortamlarda yaratıyorsun. aradaki o kadar çok emek farkı var ki yazacağım hiçbir şey ifade edemez bunu. ayrıca kendimi övme meraklısı değilim ama, 'müzikten anlamıyor' denilecek son kişilerden biriyim emin olun.
herkes kendi sevdiği müziği dinlesin. hiç yoktan yere düşmanlık yaratmaya gerek yok.
bilgisayarla falan programlamak farklı, tuşe de elin yara olana kadar kreutzer çalmak farklı.
bir paganini eseri çalabilmek için değil yıllarını, tüm hayatını ona veriyorsun. parmakların yara, sırtın, belin, boynun ağrıdan geçilmez duruma geliyor. sadece bir notaya bile günlerce uğraşıyorsun. haftalarca kreutzer, han sitt vs. kasıyorsun. çalışıyorsun, çalışıyorsun ama hoca beğenmiyor. sayfalarca süren en can sıkıcı, en zor etütlere çalışıyorsun. enstrümanını çalmadığın zaman bile parmakların sanki çalarmış gibi hareket ediyor, çünkü ondan başka bir şey düşünemez hale geliyorsun. bir nevi çıldırmak yani. sizin 5 dakika dinleyip geçtiğiniz eser üzerinde o kadar çok emek var ki bunu, o enstrümanı çalandan başkası anlayamaz.
biri için ömrünü veriyorsun, diğerini ise dijital ortamlarda yaratıyorsun. aradaki o kadar çok emek farkı var ki yazacağım hiçbir şey ifade edemez bunu. ayrıca kendimi övme meraklısı değilim ama, 'müzikten anlamıyor' denilecek son kişilerden biriyim emin olun.
herkes kendi sevdiği müziği dinlesin. hiç yoktan yere düşmanlık yaratmaya gerek yok.
0
susucam diyorum olmuyor.
devil trill, güzel arkadaşım. sen elektronik müzigin bilgisayarda çat diye yapıldıgını mı sanıyorsun? benim ugrastıgım müzigin yanında hafif kalıyor ne demek? elektronik müzik tüm müzik dalların arasında "yapım sonrası" en fazla emek harcanan müzik türüdür. senin çaldıgın, bahsettigin isimler zaten müzige yön veren isimler. sen gelmiş klasik müzikle günümüz müzigini kıyaslıyorsun ve çaldıgın şeydeki emegin fazla oldugunu söylüyorsun. sen 1700 1800lerde yapılan müzigin yapım şartlarıyla günümüzün şartlarını bir tuttugundan böyle konuşuyor olabilir misin?
kısacası her müzik türünün kendine has bir havası dogası vardır. ben transa'nın söylediklerine katılıyorum ama biraz sert çıkışmış kendisi. onun verdigi link'e bir ekleme de ben yapayım :
www.youtube.com
1.45'den sonrasını dinleyiniz, klasik müzik etkilerini yaşayınız. bu başlıkta elektronik müzik fazla savunulmuş ama umarım türkiye'de hak ettigi ilgiyi görür.
devil trill, güzel arkadaşım. sen elektronik müzigin bilgisayarda çat diye yapıldıgını mı sanıyorsun? benim ugrastıgım müzigin yanında hafif kalıyor ne demek? elektronik müzik tüm müzik dalların arasında "yapım sonrası" en fazla emek harcanan müzik türüdür. senin çaldıgın, bahsettigin isimler zaten müzige yön veren isimler. sen gelmiş klasik müzikle günümüz müzigini kıyaslıyorsun ve çaldıgın şeydeki emegin fazla oldugunu söylüyorsun. sen 1700 1800lerde yapılan müzigin yapım şartlarıyla günümüzün şartlarını bir tuttugundan böyle konuşuyor olabilir misin?
kısacası her müzik türünün kendine has bir havası dogası vardır. ben transa'nın söylediklerine katılıyorum ama biraz sert çıkışmış kendisi. onun verdigi link'e bir ekleme de ben yapayım :
www.youtube.com
1.45'den sonrasını dinleyiniz, klasik müzik etkilerini yaşayınız. bu başlıkta elektronik müzik fazla savunulmuş ama umarım türkiye'de hak ettigi ilgiyi görür.
0
elektronik müzik çok emek isteyen, çok müzik bilgisi isteyen, nota bilgisi isteyen bir sanat dalıdır. sanattır. duygu vardır.
devills trill ise elektronik müziği beğenenleri kendi cevabına karşı gelinmiş gibi değerlendiren bir bireydir. ya cevap verip durma adamın sorusunun içine etmişsin. kimse seninle tartışmamış ki. kime cevap veriyorsun?
devills trill ise elektronik müziği beğenenleri kendi cevabına karşı gelinmiş gibi değerlendiren bir bireydir. ya cevap verip durma adamın sorusunun içine etmişsin. kimse seninle tartışmamış ki. kime cevap veriyorsun?
0
elektronik müzik yapmak için bile bence bi enstrüman çalmak şart çünkü ritim duygusunu geliştirmen lazım
0
elektronik müzik de bir müzik türüdür. sevenlerine de saygı duymak lazım. elbette kişisel zevkler tartışılmaz fakat genel manada müzik dünyası da gitgide bu yönde bir müziğe doğru evrilmektedir. Bunun en önemli getirilerinden biri de eski sistemlere göre çok daha az bir maliyete oturduğunuz yerden bir orkestra kurabilmek olmalı.
0
öncelikle herkesin bir başka müzik türü müzisyenine, bestecisine ve dinleyicisine saygı duyması gerekir.
genelleme yapılırken de dikkat etmesi gerekir.
en duygusal müzik elektronik müziktir demiş bir türk düşünürü az önce yukarılarda bir yerde...
hayatınızda kaç kere klasik müzik dinlediniz? ne dinlediniz?
neye göre kime göre karar veriyorsunuz?
mozart, verdi requiemdeki duygu yoğunluğunu, adnan saygun yunus emre oratoryosundaki duygu yoğunluğunu algılayabilecek kadar derin bir algınız var mıdır?
elektronik müzik dum tıstan ibaret değil elbette, bunun farkındayım. ama lütfen bu müzik türü için en yüksek duygu yoğunluğuna sahip gibi saçma sapan sıfatlar koymayın, gülerler...
farkında mısınız bilmiyorum ama ben de herhangi bir müzik için bunu koymuyorum...
bu biraz kişisel bir olgudur zira.
her ne kadar bir müzik parçası 10 saatte (attım) diğeri ise 7-8 ayda besteleniyor; bir müzik parçası tek kişi ile 1-2 saatlik bir prova ile diğeri ise 100lerce kişi ile 20-30 saatlik bir prova ile anca sahnelenebiliyor ise de ikisine verilen değer, tamamen kişinin algısı ve dolayısıyla algılayabildiği ve sonrasında hoşuna gidebildiği doğrultuda yüklediği değerdir...
bugün müzik gibi sanatın önemli bir konusunda bile "pr" "reklam" türevi ticari konular konuşuluyorsa o zaten müzikliğinden çıkmaya, ticari bir olgu olmaya yüz tutmaya çalışan birşey olmuştur zanımca...
konuya gelince.
eskiden, özellikle kompozsiyon bölümünde okur, saatlerce kontrpuan ve armoni kasarken elektronik müzik türünü ciddiye almaz, müzik olmadığını düşünürdüm.zira dj olup eline turntable alan -ki teknoloji sayesinde gerçek pikaplarda kullanılmıyor artık- kendini müzisyen ilan ediyor... öte yandan 3-5 akor bilen gitarı kendi kendine öğrenmiş kişiler de müzisyenim diye geçiniyor... kim müzisyen peki? ben mi o mu? konservatuvarda resmi sınav saati 12-24-48 saat gibi hayvan uzun sürelerde olan, odada günlerce çalışarak ortaya bir şey çıkartmaya çalışan, kağıdını jüriye teslim ederken bile kafanda acaba orasını öyle yapmasaydım daha iyi olurdu türevi düşünen bizle mi gerçek müzisyendik, yoksa orda burda çeşitli kayıtları sample edip stüdyosunda çok büyük emek harcayarak ortaya şarkı çıkartan gubikler mi?
enstruman, kelime itibariyle araçtır zaten. kim hangi araçla müzik yaparsa o müziktir. ama müzik, baside indirgendiğinde duygu ve düşüncenin notalara aktarılması ise, bir tarafta sıfırdan yaratılan bir duygu hüzmesi, tamamen size ait, daha önce kimse tarafından yapılmamış, edilmemiş bir duygu bulutu varken öte yandan birilerinin birşey çalmasına muhtaç olan, başkalarının duygularını kendi duygusuymuş gibi özümseyen kişiler var...
bestecilik orkestra şefliği haricinde esasen kemancıyım bir fiil 10 yıldır önemli bir orkestrada çalan. birçok tv, reklam, albüm, dvd kayıtlarına giriyorum 100lerce kez. her seferinde de önem arzedip sorarım, nasıl olsun diye... çünkü notaların içindeki duyguyu bir tek müzisyenler anlar. aranjörler veya prodüktörler değil. ama para kazanmak için onların istediğini hatta onların hayal bile edemeyeceğini en kısa sürede en kolay şekilde ortaya koyman gerekir. sorarsın nasıl olsun usta diye, şöyle olsun böyle olsun diye söyler kendi dağarcığındaki müzik bilgisiyle. çok kötü ise durum, çalarsın yok olmadı şurayı gııy gıy burayı gıy gıy gııy yap der bu mu dersin... yine olmazsa zaten hiç oraya gitmemeliydin...
şöyle birşey var, mutlaka alakalıdır...
bir takım tesbitler yazıyorum, belki hoşunuza gidiyor, belki gitmiyor bilemem. ama emeğe saygı ise söz konusu olan, laf edememelisiniz...
zira bir elektronik müzik müzisyeninin (yazar bu lafı yazarken çok güldü kendi kendine...) eğitimi kaç senedir? pardon, sene midir? aletleri çözdüğünde zaten içindeki duygusunu enstrumanları olan o aletlerle halka sunamaz mı?
ben size yazayım okuyunuz. klasik müzik kemancısının minimum eğitim süresi 10 yıldır. 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise, 4 yıl üniversite. konservatuvarda geçer bu yıllar ve sizin anca üniversite karşılaştığınız finaller, vizeler ortaokul bebesinin karşısındadır.
eğitim sistemi çoğu avrupa ülkesinden daha köklüdür.kendisini daha da geliştirmek isteyen müzisyen, mezun olduktan sonra yurtdışında okul araştırır. birebir eğitim sisteminden ötürü iyi bir hoca bulur, gideceği ülke ile ilgili maddi manevi herşeyi hazırlayabilirse çeker gider... 1-2 sene yüksek lisan sonasında ülkesine 3-5 senelik kazanımla döner...
diğerinde ise belki arada bir setupı için birkaç bin dolar ödüyordur...
başka bir türk düşünürünün sarfettiği youtube linkine de üşenmedim tıkladım.
söz konusu elektronik müziğin en efsane grubunun muhteşemötesi muazzamissimo eserini de dinledim.
dayanabildiğim kısmına kadar olan form analizini yazıyorum.
8 ölçü elektor kick girer.
2. 8 ölçüde hihatler girer.
16 ölçü sonrasında 3. 8 ölçüde o ünlü efsanevi melodi girer.
do minördür, daha dün annemizin melodisinden biraz daha komplikedir.(söz konusu daha dün annemizin melodisi mozart tarafından bestelenmiştir.helal, ne güzel kompğlike birşey yapmış mozarttan bile komplike... ama o beste esnasında mozart 4 yaşındaydı...) neyse,
bu parçanın o muhteşem melodisi 3 kez tekrar ettiğinde takribi 4. tekrar girerken bir crash sesi gelir. reverse edilmiştir ve 4. tekrarın başındaki ölçüye kadar uzatılmıştır...
bu böyle sürer gider.merka ettim gerçekten böyle mi sürüyor diye, yok sürmüyormuş. usta müzisyenler bundan sıkılıp parçanın 2.30 ları civarlarında bu melodiyi es geçip başka bir melodi bulmuşlar.bu melodi inici yapıda bir melodi o da sürüyor hayli...
yapılan en enteresan gelişme, bu mzikte herşeyin üstüste bindirilmesi.ama bunu 8 ölçü 8 ölçü yapıyorlar ki dinleyici iyice algılasın. yoksa basmıyor sanırım...
oysa senfonik olaylara bakıldığında aynı anda zaten 15-20 ayrı track var.(yazar burada algıda seçicilik için elektronik müzik ağzıyla konuşur) her track, kendini asla tekrar etmediği gibi, diğer tracklerin de pek tekrarı değil... üstüste eklemek bahsinde zaten üstüste gelirken, ayrıca yatay biçimde de ciddi bir form oluşiturmakta. 8 ölçü olan bir tema, tekrarıyla total 16, hadi bir tekrar daha yapalım desek 32 ölçüğ sonrasında gider. yerine bir başka tema gelir. bazen temasız, geliştirme bölümleri, köprüler ve diğer parçalı yapıdaki formlarla gelerek dinleyiciyi monotonluktan çıkartır.sürprizli bir yapıda bambaşka şeyler doğurur...
duygu ön plandadır. kimi senfonik eserler, senfonik şiir tadında konusu olan, birşeyler anlatılan şeylerdir... bunu en iyi anlamanın yolu (esasen çocuklar için yazılmış olsa bile) prokofiev'in peter ve kurt'tudur.
...bu mudur sizin duygu dediğiniz şey?
eğer buysa çok duygusuz bir nesil yetişiyor azizim !
eğer buysa sizin top noktanızdaki elektronik müzik, bir mozart requiemi alıp oturtursanız bilgisayar ortamına, her 16 ölçüsünden bir elektronik parça çıkar. tek requiem ile de muhtemelen hayatınız boyunca dinleyeceğiniz binlerce elektronik parçayı dinlersiniz. daha da ihtiyacınız kalmaz...
yazıktır beyinlerinize, kulaklarınıza...
son sözü şöyle söylemek istedim...
nota bilmeden müzisyen olunmaz.
budur.
2x2=4...
saygılar.
genelleme yapılırken de dikkat etmesi gerekir.
en duygusal müzik elektronik müziktir demiş bir türk düşünürü az önce yukarılarda bir yerde...
hayatınızda kaç kere klasik müzik dinlediniz? ne dinlediniz?
neye göre kime göre karar veriyorsunuz?
mozart, verdi requiemdeki duygu yoğunluğunu, adnan saygun yunus emre oratoryosundaki duygu yoğunluğunu algılayabilecek kadar derin bir algınız var mıdır?
elektronik müzik dum tıstan ibaret değil elbette, bunun farkındayım. ama lütfen bu müzik türü için en yüksek duygu yoğunluğuna sahip gibi saçma sapan sıfatlar koymayın, gülerler...
farkında mısınız bilmiyorum ama ben de herhangi bir müzik için bunu koymuyorum...
bu biraz kişisel bir olgudur zira.
her ne kadar bir müzik parçası 10 saatte (attım) diğeri ise 7-8 ayda besteleniyor; bir müzik parçası tek kişi ile 1-2 saatlik bir prova ile diğeri ise 100lerce kişi ile 20-30 saatlik bir prova ile anca sahnelenebiliyor ise de ikisine verilen değer, tamamen kişinin algısı ve dolayısıyla algılayabildiği ve sonrasında hoşuna gidebildiği doğrultuda yüklediği değerdir...
bugün müzik gibi sanatın önemli bir konusunda bile "pr" "reklam" türevi ticari konular konuşuluyorsa o zaten müzikliğinden çıkmaya, ticari bir olgu olmaya yüz tutmaya çalışan birşey olmuştur zanımca...
konuya gelince.
eskiden, özellikle kompozsiyon bölümünde okur, saatlerce kontrpuan ve armoni kasarken elektronik müzik türünü ciddiye almaz, müzik olmadığını düşünürdüm.zira dj olup eline turntable alan -ki teknoloji sayesinde gerçek pikaplarda kullanılmıyor artık- kendini müzisyen ilan ediyor... öte yandan 3-5 akor bilen gitarı kendi kendine öğrenmiş kişiler de müzisyenim diye geçiniyor... kim müzisyen peki? ben mi o mu? konservatuvarda resmi sınav saati 12-24-48 saat gibi hayvan uzun sürelerde olan, odada günlerce çalışarak ortaya bir şey çıkartmaya çalışan, kağıdını jüriye teslim ederken bile kafanda acaba orasını öyle yapmasaydım daha iyi olurdu türevi düşünen bizle mi gerçek müzisyendik, yoksa orda burda çeşitli kayıtları sample edip stüdyosunda çok büyük emek harcayarak ortaya şarkı çıkartan gubikler mi?
enstruman, kelime itibariyle araçtır zaten. kim hangi araçla müzik yaparsa o müziktir. ama müzik, baside indirgendiğinde duygu ve düşüncenin notalara aktarılması ise, bir tarafta sıfırdan yaratılan bir duygu hüzmesi, tamamen size ait, daha önce kimse tarafından yapılmamış, edilmemiş bir duygu bulutu varken öte yandan birilerinin birşey çalmasına muhtaç olan, başkalarının duygularını kendi duygusuymuş gibi özümseyen kişiler var...
bestecilik orkestra şefliği haricinde esasen kemancıyım bir fiil 10 yıldır önemli bir orkestrada çalan. birçok tv, reklam, albüm, dvd kayıtlarına giriyorum 100lerce kez. her seferinde de önem arzedip sorarım, nasıl olsun diye... çünkü notaların içindeki duyguyu bir tek müzisyenler anlar. aranjörler veya prodüktörler değil. ama para kazanmak için onların istediğini hatta onların hayal bile edemeyeceğini en kısa sürede en kolay şekilde ortaya koyman gerekir. sorarsın nasıl olsun usta diye, şöyle olsun böyle olsun diye söyler kendi dağarcığındaki müzik bilgisiyle. çok kötü ise durum, çalarsın yok olmadı şurayı gııy gıy burayı gıy gıy gııy yap der bu mu dersin... yine olmazsa zaten hiç oraya gitmemeliydin...
şöyle birşey var, mutlaka alakalıdır...
bir takım tesbitler yazıyorum, belki hoşunuza gidiyor, belki gitmiyor bilemem. ama emeğe saygı ise söz konusu olan, laf edememelisiniz...
zira bir elektronik müzik müzisyeninin (yazar bu lafı yazarken çok güldü kendi kendine...) eğitimi kaç senedir? pardon, sene midir? aletleri çözdüğünde zaten içindeki duygusunu enstrumanları olan o aletlerle halka sunamaz mı?
ben size yazayım okuyunuz. klasik müzik kemancısının minimum eğitim süresi 10 yıldır. 3 yıl ortaokul, 3 yıl lise, 4 yıl üniversite. konservatuvarda geçer bu yıllar ve sizin anca üniversite karşılaştığınız finaller, vizeler ortaokul bebesinin karşısındadır.
eğitim sistemi çoğu avrupa ülkesinden daha köklüdür.kendisini daha da geliştirmek isteyen müzisyen, mezun olduktan sonra yurtdışında okul araştırır. birebir eğitim sisteminden ötürü iyi bir hoca bulur, gideceği ülke ile ilgili maddi manevi herşeyi hazırlayabilirse çeker gider... 1-2 sene yüksek lisan sonasında ülkesine 3-5 senelik kazanımla döner...
diğerinde ise belki arada bir setupı için birkaç bin dolar ödüyordur...
başka bir türk düşünürünün sarfettiği youtube linkine de üşenmedim tıkladım.
söz konusu elektronik müziğin en efsane grubunun muhteşemötesi muazzamissimo eserini de dinledim.
dayanabildiğim kısmına kadar olan form analizini yazıyorum.
8 ölçü elektor kick girer.
2. 8 ölçüde hihatler girer.
16 ölçü sonrasında 3. 8 ölçüde o ünlü efsanevi melodi girer.
do minördür, daha dün annemizin melodisinden biraz daha komplikedir.(söz konusu daha dün annemizin melodisi mozart tarafından bestelenmiştir.helal, ne güzel kompğlike birşey yapmış mozarttan bile komplike... ama o beste esnasında mozart 4 yaşındaydı...) neyse,
bu parçanın o muhteşem melodisi 3 kez tekrar ettiğinde takribi 4. tekrar girerken bir crash sesi gelir. reverse edilmiştir ve 4. tekrarın başındaki ölçüye kadar uzatılmıştır...
bu böyle sürer gider.merka ettim gerçekten böyle mi sürüyor diye, yok sürmüyormuş. usta müzisyenler bundan sıkılıp parçanın 2.30 ları civarlarında bu melodiyi es geçip başka bir melodi bulmuşlar.bu melodi inici yapıda bir melodi o da sürüyor hayli...
yapılan en enteresan gelişme, bu mzikte herşeyin üstüste bindirilmesi.ama bunu 8 ölçü 8 ölçü yapıyorlar ki dinleyici iyice algılasın. yoksa basmıyor sanırım...
oysa senfonik olaylara bakıldığında aynı anda zaten 15-20 ayrı track var.(yazar burada algıda seçicilik için elektronik müzik ağzıyla konuşur) her track, kendini asla tekrar etmediği gibi, diğer tracklerin de pek tekrarı değil... üstüste eklemek bahsinde zaten üstüste gelirken, ayrıca yatay biçimde de ciddi bir form oluşiturmakta. 8 ölçü olan bir tema, tekrarıyla total 16, hadi bir tekrar daha yapalım desek 32 ölçüğ sonrasında gider. yerine bir başka tema gelir. bazen temasız, geliştirme bölümleri, köprüler ve diğer parçalı yapıdaki formlarla gelerek dinleyiciyi monotonluktan çıkartır.sürprizli bir yapıda bambaşka şeyler doğurur...
duygu ön plandadır. kimi senfonik eserler, senfonik şiir tadında konusu olan, birşeyler anlatılan şeylerdir... bunu en iyi anlamanın yolu (esasen çocuklar için yazılmış olsa bile) prokofiev'in peter ve kurt'tudur.
...bu mudur sizin duygu dediğiniz şey?
eğer buysa çok duygusuz bir nesil yetişiyor azizim !
eğer buysa sizin top noktanızdaki elektronik müzik, bir mozart requiemi alıp oturtursanız bilgisayar ortamına, her 16 ölçüsünden bir elektronik parça çıkar. tek requiem ile de muhtemelen hayatınız boyunca dinleyeceğiniz binlerce elektronik parçayı dinlersiniz. daha da ihtiyacınız kalmaz...
yazıktır beyinlerinize, kulaklarınıza...
son sözü şöyle söylemek istedim...
nota bilmeden müzisyen olunmaz.
budur.
2x2=4...
saygılar.
0
birkedimbileyok
İyi akşamlar. Sevgilimle kafamız o kadar karışık ki, bize akıl verebileceğinizi düşündük. Yoksa biz sürekli bu konu üzerinde tartışmaktan evlenmeden dağılıp gideceğiz. 2011 ocak ayında sözlenmeyi nisan gibi nişanlanmayı planlıyoruz. İkimizde bu tarz süreçleri çok fazla uzatmamak gerektiğine inanıyor
İyi akşamlar. Sevgilimle kafamız o kadar karışık ki, bize akıl verebileceğinizi düşündük. Yoksa biz sürekli bu konu üzerinde tartışmaktan evlenmeden dağılıp gideceğiz. 2011 ocak ayında sözlenmeyi nisan gibi nişanlanmayı planlıyoruz. İkimizde bu tarz süreçleri çok fazla uzatmamak gerektiğine inanıyoruz. Fakat sevgilim 2011 haziranda artık evlenelim modunda. Kafam karma karışık ben de 2012 haziranı bekleyelim diyorum. İpler iyice gerildi maalesef resmen bu 1 yılı beraber geçirmek istemediği düşünüyor. Aileler de onun tarafında tek kaldım diyebilirim. Benim de tek korkum 2011 temmuz kpss. bu süreçte ona hazırlanabilir miyim bir yandan da son sınıf üniversite var. Bu arada benim yaş 26, onun ki 31 hani fikir verebilir belki.
Çok mu zor 10 ay sonra evlenmek, hani temmuzdan sonra evlenin derseniz atama gibi ciddi bir problemim var ve stajerken izinler problemmiş. Okul başlar başlamaz da rapor alıp müdürün gözüne batmak istemiyorum. Ve zaten evlenip 3 gün sonra okula başlamak ne kadar mantıklı yani eylül, ekim bu açıdan bana sıcak gelmiyor. ŞUbat geleni olmak ta istemiyorum. 2012 haziranı da sevgilim istemiyor kaldım aralarda derelerde.
Edit: 2 yıldır beraberiz.
Çok mu zor 10 ay sonra evlenmek, hani temmuzdan sonra evlenin derseniz atama gibi ciddi bir problemim var ve stajerken izinler problemmiş. Okul başlar başlamaz da rapor alıp müdürün gözüne batmak istemiyorum. Ve zaten evlenip 3 gün sonra okula başlamak ne kadar mantıklı yani eylül, ekim bu açıdan bana sıcak gelmiyor. ŞUbat geleni olmak ta istemiyorum. 2012 haziranı da sevgilim istemiyor kaldım aralarda derelerde.
Edit: 2 yıldır beraberiz.
0
12.12.12
tarihin klaslığından müstakbel eşinizi kandırmanız çok kolay olabilir :)
tarihin klaslığından müstakbel eşinizi kandırmanız çok kolay olabilir :)
0
300-400 kişilik bir düğün değil de, sadece yakın çevrenin katılacağı en fazla 30 kişilik bir düğün düşünürseniz ne kpss sorun olur ne de son sınıf. diğer türlü, çok uğraşırsınız..
düdüt: 50-60'la sınırla kalabileceğinizi sanmıyorum. gözlemlediğim kadarıyla davetlerde işlerin çığırından çıkması çok kolay oluyor ve organize edenlere çok da bağlı olmuyor. daha az kişiyle sınırlayın. karşı tarafın istediği şekilde yapacağını düşün her şeyi. o şartlar sunuyorsa ve senin kabul etmeni bekliyorsa aynısını sen de yap. kendin için en problemsiz durumu yaratacak koşullara karar ver ve söyle ona.
düdüt: 50-60'la sınırla kalabileceğinizi sanmıyorum. gözlemlediğim kadarıyla davetlerde işlerin çığırından çıkması çok kolay oluyor ve organize edenlere çok da bağlı olmuyor. daha az kişiyle sınırlayın. karşı tarafın istediği şekilde yapacağını düşün her şeyi. o şartlar sunuyorsa ve senin kabul etmeni bekliyorsa aynısını sen de yap. kendin için en problemsiz durumu yaratacak koşullara karar ver ve söyle ona.
0
nikah ve sonrası şöyle 50-60 kişilik bir yemek olucak ama yine de kafam rahat değil.
0
haziran olması şart mı? 2012 nisan-mayıs gibi olabilir hem bahar düğünleri hep daha güzel olur;)
0
atamalar için genelde insanlar nikahı önce yapıp düğünü bikaç ay sonraya bırakıyor. nikah mayıs-haziran, düğünü de ağustos veya eylül başı gibi yaparsınız, kpss sonrasında hazırlanacak zaman kalır.
bi de nişan tamam da, söz nedir, neden yapılır hala anlayabilmiş değilim... yapı nişanı ocakta, olsun bitsin...
bi de nişan tamam da, söz nedir, neden yapılır hala anlayabilmiş değilim... yapı nişanı ocakta, olsun bitsin...
0
bana kalsa nişan olsun bitsin ama aileleri ikna edemiyorum takılmış durumdalar zaten. Bir de zaten önce nikahı yapalım düğün 3-5 ay sonra konusunda ikna olamayacak kadar gelenekselciler zaten söz nişan kısmından anlaşılmıştır sanıyorum. Nisan-mayısta okul var o kadar vize- final arasına ekleyemem bir de düğün telaşı sanki .
0
evi nisan-mayıstan tutup döşeme işlerini erkenden yaparsanız sıkıntı olmaz. müstakbel eşiniz çalışıyorsa, hali hazırda işi var ve sınav derdi yoksa, yükün çoğunu o sırtlar.
işler ciddiye bindikten sonra nişanlılık süresi uzayınca aileler akrabalar enteresan bi şekilde üzerinizde baskı oluşturuyorlar.
kpss^ye şimdiden çalışmaya başlayın. yavaş yavaş her şey hallolur.
hayırlı olsun.
işler ciddiye bindikten sonra nişanlılık süresi uzayınca aileler akrabalar enteresan bi şekilde üzerinizde baskı oluşturuyorlar.
kpss^ye şimdiden çalışmaya başlayın. yavaş yavaş her şey hallolur.
hayırlı olsun.
0
cagdassalur
merhaba duyuru halkı, benim kendimi bildim bileli bir problemim var. yeni yeni farketmeye başladım. hisleri, duyguları unutuyorum. mesela birisine çok sinirleniyorum ama nasıl sinirlenmek, gözüm başka birşey görmüyor ama ertesi gün sanki hiç sinirlenmemiş gibi herşeyi unutuyorum. o sinirden zerre es
merhaba duyuru halkı,
benim kendimi bildim bileli bir problemim var. yeni yeni farketmeye başladım. hisleri, duyguları unutuyorum. mesela birisine çok sinirleniyorum ama nasıl sinirlenmek, gözüm başka birşey görmüyor ama ertesi gün sanki hiç sinirlenmemiş gibi herşeyi unutuyorum. o sinirden zerre eser kalmıyor. bu yüzden ders alma olayı da yok bende. bir gün sağa sola bakmadan direkt yola daldım diye az kalsın arabanın altında kalıp canımdan oluyorken ertesi gün yine öküz gibi yola atlıyorum. bildiğiniz gerizekalıyım yani. neden böyleyim ben?
tabi iyi yönleri de var hayatta hiçbirşeyi s.kine takmamak gibi ama götürüsü daha çok.
bu duyurumu blockperception nickli yazardan alıntı yaparak noktalıyorum; "böyle aniden farkedilmiş durumları abartmaya da meyilli oluyor sanırım insan biraz".
benim kendimi bildim bileli bir problemim var. yeni yeni farketmeye başladım. hisleri, duyguları unutuyorum. mesela birisine çok sinirleniyorum ama nasıl sinirlenmek, gözüm başka birşey görmüyor ama ertesi gün sanki hiç sinirlenmemiş gibi herşeyi unutuyorum. o sinirden zerre eser kalmıyor. bu yüzden ders alma olayı da yok bende. bir gün sağa sola bakmadan direkt yola daldım diye az kalsın arabanın altında kalıp canımdan oluyorken ertesi gün yine öküz gibi yola atlıyorum. bildiğiniz gerizekalıyım yani. neden böyleyim ben?
tabi iyi yönleri de var hayatta hiçbirşeyi s.kine takmamak gibi ama götürüsü daha çok.
bu duyurumu blockperception nickli yazardan alıntı yaparak noktalıyorum; "böyle aniden farkedilmiş durumları abartmaya da meyilli oluyor sanırım insan biraz".
0
"Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olduğu görülür" bekliyim geçer o zaman yapacak başka birşey yok.
o diilde ergen olduğumu nerden bildin? :)
o diilde ergen olduğumu nerden bildin? :)
0
nereden bildiğimi bilmiyorum ama 17 yaşında olduğunu ben bile biliyorum. :) (cümleye gel.)
aynısının biraz benzeri bende de var. mesela birine inanılmaz sinirlenirim, öldüresim, işkence çektiresim gelir. 1-2 saat sonra sinirimden eser kalmaz, o kişiyle eskisi gibi olurum. herhalde kin besleyemediğim için falan oluyor.
aynısının biraz benzeri bende de var. mesela birine inanılmaz sinirlenirim, öldüresim, işkence çektiresim gelir. 1-2 saat sonra sinirimden eser kalmaz, o kişiyle eskisi gibi olurum. herhalde kin besleyemediğim için falan oluyor.
0
hayattan sikilan adam
Selam ahali,Internet üzerinden ne sıklıkla alışveriş yapıyorsunuz ve genelde nelere bakıyorsunuz? Keşke internette şu da satılsa dediğiniz bir şey var mı?Bir de alışverişlerinizde Gittigidiyor'u ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Selam ahali,
Internet üzerinden ne sıklıkla alışveriş yapıyorsunuz ve genelde nelere bakıyorsunuz? Keşke internette şu da satılsa dediğiniz bir şey var mı?
Bir de alışverişlerinizde Gittigidiyor'u ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
Internet üzerinden ne sıklıkla alışveriş yapıyorsunuz ve genelde nelere bakıyorsunuz? Keşke internette şu da satılsa dediğiniz bir şey var mı?
Bir de alışverişlerinizde Gittigidiyor'u ne sıklıkla kullanıyorsunuz?
0
ben genelde, kitap ve CD/DVD alışverişi yapıyorum, özellikle şu da satılsa iyi olur dediğim bir şey yok; ancak kapıda ödeme seçeneğinin yaygınlaşmasını isterim.
0
gittigidiyordan bikaç bişey aldım. herseferinde pişman oldum. güven vermiyo hiç.
0
Gittigidiyor üstünden 5 şey aldım 4 şey sattım ve en ufak bi pürüz yaşamadım. Artık sahibinden.com'dan veya donanimhaber.com'dan elden alışveriş yapsam da, hala bakarım almadan önce. GG neticede hepsiburada gibi bir site değil, sadece aracı kurum.
0
kitap
evcil hayvan yemi/maması
küçük elektronik eşyalar
ev aksesuarları
akvaryum gereçleri
puzzle, maket
genelde bu tip şeyler. gittigidiyor'u hiç kullanmadım şu ana dek.
evcil hayvan yemi/maması
küçük elektronik eşyalar
ev aksesuarları
akvaryum gereçleri
puzzle, maket
genelde bu tip şeyler. gittigidiyor'u hiç kullanmadım şu ana dek.
0
gg'den iki yıl önce 300e yakın ugg bot satmıştım
o zamanlar türkiye'de satışı yoktu. bu tip bir ürün bulup iyi de bir ürün sağlayıcı bulunca çok iyi oluyor, lakin bugünlerde ben de bir şey bulamıyorum satacak
o zamanlar türkiye'de satışı yoktu. bu tip bir ürün bulup iyi de bir ürün sağlayıcı bulunca çok iyi oluyor, lakin bugünlerde ben de bir şey bulamıyorum satacak
0
bir süredir çiçek sepeti ile haşır neşirim. çok pratik bir şey, yapanın ellerinden öperim. önceden özellikle bilgisayar parçası, elektronik eşya için sık online alışveriş yapardım. son zamanlarda yemek siparişi yapıyorum sadece. bir de fiyat araştırıyorum.
gittigidiyor kullanmadım hiç. ikinci el için internet biraz riskli görünüyor açıkçası. şu yöntemi kullanmışlığım var: forum sitesinde almak istediğin aletin sahibiyle irtibat kurulur, fiyatta anlaşılır. sonrasında satış sahibinden.com üstünden gerçekleştirilir. aynı şey gittigidiyor üstünden de yapılabilir tabi. ama ürünü direkt sitede beğenip alma işine ısınamadım, ikinci elde önce satıcıyla görüşmeyi tercih ederim.
gittigidiyor kullanmadım hiç. ikinci el için internet biraz riskli görünüyor açıkçası. şu yöntemi kullanmışlığım var: forum sitesinde almak istediğin aletin sahibiyle irtibat kurulur, fiyatta anlaşılır. sonrasında satış sahibinden.com üstünden gerçekleştirilir. aynı şey gittigidiyor üstünden de yapılabilir tabi. ama ürünü direkt sitede beğenip alma işine ısınamadım, ikinci elde önce satıcıyla görüşmeyi tercih ederim.
0
balık yağı ve vitamin alıyorum, iherb.com dan
gittigidiyor ve sahibinden.com dan da enteresan meyveler kuruyemişler filan denk gelirse alıyorum.
gittigidiyor ve sahibinden.com dan da enteresan meyveler kuruyemişler filan denk gelirse alıyorum.
0
Cevaplarınız için teşekkürler arkadaşlar. Gerçekten yazdıklarınız yardımcı oluyor.
0
gittigidiyordan fotoğraf makiesi kıyafet ayakkabı filan aldım baya, sorun da çıkmadı, genelde kontrol ederim, otururken mağaza dolaşmak gibi oluyo.
bi kaç farklı siteden ıvır zıvır ürün aldım, bi de işte toplu kitaplarda indirim yapan siteler vardı onlardan aldım bi kaç şey.
bi kaç farklı siteden ıvır zıvır ürün aldım, bi de işte toplu kitaplarda indirim yapan siteler vardı onlardan aldım bi kaç şey.
0
keroyelo
arkadaşlar arkadaşımla kendimize bir hayat felsefesi bulmak istedik bildiğiniz güzel şeyler varsa bizimle paylaşırmısınız
arkadaşlar arkadaşımla kendimize bir hayat felsefesi bulmak istedik bildiğiniz güzel şeyler varsa bizimle paylaşırmısınız
0
"...sizi vatan için ölmeye çağırmıyorum; vatan için yaşamaya çağırıyorum. Vatan için yaşamak, onun için ölmekten korkmamaktır. Korkudan kurtulmanın yolu; Yaradana inanç ve vatanı sevmektir. Yaradana kulluk, vatana hizmet etmektir. Bu işle meşgul birinin korkmaya zamanı kalmaz."
0
Türkçe bilenlerden saygı görmek istiyorsanız Türkçe yazmayı öğrenin. Felsefe oluşturmak için doğru düşünmek gerekir, doğru yazamayan doğru düşünemez.
0
kimlanbu
Avatar the last airbender serisini bitirmek üzereyim, çok hoşuma gitti. Daha önce soruldu duyuruda sanırım, aramaya üşendim.Bu ayarda sürükleyici bir seri tavsiye eder misiniz ? Anime kültürüm yoktur fazla bu işin abc'si denebilecek yapıtlar nelerdir ?
Avatar the last airbender serisini bitirmek üzereyim, çok hoşuma gitti. Daha önce soruldu duyuruda sanırım, aramaya üşendim.
Bu ayarda sürükleyici bir seri tavsiye eder misiniz ? Anime kültürüm yoktur fazla bu işin abc'si denebilecek yapıtlar nelerdir ?
Bu ayarda sürükleyici bir seri tavsiye eder misiniz ? Anime kültürüm yoktur fazla bu işin abc'si denebilecek yapıtlar nelerdir ?
0
bleach var ama baya uzun. byakuya yı kestıgı bolume kadar izlenebilir. ilk 80 bolum olması lazım.
0
fazla söze ne hacet death note
bi de lovely complex var. ilk izlediğim anime ve çok hoş. tavsiyemdir.
bi de lovely complex var. ilk izlediğim anime ve çok hoş. tavsiyemdir.
0
one piece: çooook uzun bir anime iddia ediyorum 2020 bile devam edecek...
naruto: ara ara costuran guzel bi anime
kısa olanlar
ninja scroll, afro samurai, rurouni kenshin, hellsing... şimdilik yeterli.
naruto: ara ara costuran guzel bi anime
kısa olanlar
ninja scroll, afro samurai, rurouni kenshin, hellsing... şimdilik yeterli.
0
her zamanki gibi miyazakinin filimlerini önereceğim öncelikli olarak ^ ^
spirited away , princess mononoke , howl's moving castle ,ponyo
sonrasında ;
elfen lied
slam dunk
great teacher onizuka
full metal alchemist
hajime no ippo
bunlara bir göz at , beğendiğinle başla , bitince tekrar haber eyle ^ ^
iyi seyirler
spirited away , princess mononoke , howl's moving castle ,ponyo
sonrasında ;
elfen lied
slam dunk
great teacher onizuka
full metal alchemist
hajime no ippo
bunlara bir göz at , beğendiğinle başla , bitince tekrar haber eyle ^ ^
iyi seyirler
0
Rodin
Sürekli hareket ediyormuş gibi çok karışık fısıltılar duymak ne dendiğinin anlaşılmaması boş odada bile duymak.Bunlar neyin belirtisi? (not : oldukça rahat tasasız bir hayat yaşarken)
Sürekli hareket ediyormuş gibi çok karışık fısıltılar duymak ne dendiğinin anlaşılmaması boş odada bile duymak.Bunlar neyin belirtisi? (not : oldukça rahat tasasız bir hayat yaşarken)
0
money money money
Mutfaktan uzak tutmak için neler yapılabilir? :)Hayvanların karnı tok, sırtı pek, mutfakta herhangi bir şey pişmediği zaman bile masanın, tezgahın üstünde gezinmek gibi süper bir hobileri var.Hele bir şeyler pişirmeye kalkarsam kapı sürekli kapalı durmak zorunda kalıyor.Önerileri olan varsa beri gel
Mutfaktan uzak tutmak için neler yapılabilir? :)
Hayvanların karnı tok, sırtı pek, mutfakta herhangi bir şey pişmediği zaman bile masanın, tezgahın üstünde gezinmek gibi süper bir hobileri var.
Hele bir şeyler pişirmeye kalkarsam kapı sürekli kapalı durmak zorunda kalıyor.
Önerileri olan varsa beri gelsin lütfen.
Hayvanların karnı tok, sırtı pek, mutfakta herhangi bir şey pişmediği zaman bile masanın, tezgahın üstünde gezinmek gibi süper bir hobileri var.
Hele bir şeyler pişirmeye kalkarsam kapı sürekli kapalı durmak zorunda kalıyor.
Önerileri olan varsa beri gelsin lütfen.
0
valla bizimki masaya çıktığı zaman dövüyordum ben bi güzel. çıkmıyor artık. bence güzel yöntem :)
0
Yok, asla vurmak gibi bir seçeneği düşünmüyorum..
Bunların hoşlanmadığı bir koku bir ses ne biliyim illa ki bir şey vardır. Daha yeni tanımaya çalışıyorum bu hayvanları, expertleri bilir diye düşünüyorum.
Bunların hoşlanmadığı bir koku bir ses ne biliyim illa ki bir şey vardır. Daha yeni tanımaya çalışıyorum bu hayvanları, expertleri bilir diye düşünüyorum.
0
kedim her masaya atlamaya teşebbüs ettiği zaman 'hayır' deyip yere koyuyordum. şimdi masaya çıkacağı zamann hayır diyorum, kendi iniyor.
ayrıca kesinlikle kedinize vurmayın. bu onu daha da hırçın yapacaktır.
ayrıca kesinlikle kedinize vurmayın. bu onu daha da hırçın yapacaktır.
0
anlıyorlar zaten kızdığını, hayır diye bağırıp üstüne atılırsan da öğrenecektir.
bu çıkmasına engel olmaz ama, sen yokken çıkarlar en iyi ihtimalle.
bu çıkmasına engel olmaz ama, sen yokken çıkarlar en iyi ihtimalle.
0
maalesef... maalesef.. bu yazılanların tümünü denedim. bugün yemek yaparken azmettim, sabırda baya ileri gittim, belki 15 defa elimle tutup aşağı indirdim, bağırdım çağırdım. hatta müsaade ettim, gelip koklasın da merakı geçsin diye, yine olmadı. tezgahın-masanın üstüne oturup beni izliyor manyak ya.
0
kedi ve köpekler için bir tasma var boynuna takıyorsunuz ve giremeyeceği yerin kapısınada ufak bi cihaz koyuyorsunuz kedi yada köpek buraya gitmeye çalıştığı zaman ufak elektirik sinyalleri yayılıyor tasmadan ve giremeyeceğini anlıyor bir nevi sanal duvar gibi ama türkiyede varmı böyle birşey onu bilmiyorum.
0
çok tatlı yaa :) kaç yaşında kediniz? küçükken alıştırmak gerekiyor böyle şeylere.
@buffy de vampir sayilir, benim eski komşumun köpeğinde öyle elektrikli bir tasma vardı. her elektrik verdiğinde hayvan acı içinde inliyordu. hayvana eziyetten başka bir şey değil, yasaklansa yeri var.
@buffy de vampir sayilir, benim eski komşumun köpeğinde öyle elektrikli bir tasma vardı. her elektrik verdiğinde hayvan acı içinde inliyordu. hayvana eziyetten başka bir şey değil, yasaklansa yeri var.
0
o tasmanın bi süre sonra pavlov etkisi yaptığı için çıkartılması gerekiyor zaten sürekli boynunda durmayacak. aksi taktirde eziyete döner dediğiniz gibi.
0
yok, acı çektirerek yapamam ben o işi.
bugün mesela farkettim soğan doğrarken, burnunu sokup kokladıktan sonra salona kaçtı, hapşırdı içerde. bir müddet gelmedi. sağa sola soğan koyamam tabi ama belki hoşlarına gitmeyecek başka bir koku - ses bir şey vardır diye düşünüyorum.
4 aylık daha arkadaşlar :)
bugün mesela farkettim soğan doğrarken, burnunu sokup kokladıktan sonra salona kaçtı, hapşırdı içerde. bir müddet gelmedi. sağa sola soğan koyamam tabi ama belki hoşlarına gitmeyecek başka bir koku - ses bir şey vardır diye düşünüyorum.
4 aylık daha arkadaşlar :)
0
4 aylıksa tam zamanıdır bence. :)
kediden kediye değişiyor neyi sevip neyi sevmediği. mesela benim bir kedim içi su dolu kovadan korkarken, diğeri poşet hışırtısından korkuyor. önemli olan bunu keşfetmek.
elinizi ıslatıp kedi masaya atladığında hafiften elinizi ona doğru silkeleyebilirsiniz. her atladığında böyle yaparsanız bir süre sonra öğreniyor. :)
kediden kediye değişiyor neyi sevip neyi sevmediği. mesela benim bir kedim içi su dolu kovadan korkarken, diğeri poşet hışırtısından korkuyor. önemli olan bunu keşfetmek.
elinizi ıslatıp kedi masaya atladığında hafiften elinizi ona doğru silkeleyebilirsiniz. her atladığında böyle yaparsanız bir süre sonra öğreniyor. :)
0
Kediler mutfak kapısının eşiğini geçer geçmez eline tencere ve bir adet kaşık alıyorsun, master of puppets'ın girişini çalıyorsun. Bir korka iki korka vazgeçiyorlar, ama bunu başardıktan sonra hayvanları aç bırakmaman lazım ki mecbruen dalmasınlar içeri.
0
efenim onları da denedik :)
ikisi de poşet manyağı, saatlerce bir tane poşetle oynayabiliyor?!
ıslatınca hemen içeriye kaçıyordu ilk başlarda ama artık ıslatma eşiği epey yükseldi (havaların sıcak olmasıyla alakalı olabilir) resmen sırılsıklam yapınca çıkıyor mutfaktan, yalanıp temizlenip yine geliyor.
dediğiniz doğrudur evet, önemli olan hoşlanmadığı şeyleri bulmak ama benim seçeneklerim hızla tükeniyor artık :)
içi su dolu kova demişken, geçen gün içine düştü :D incelerken, ondan da pek korktuğu söylenemez yani : )
ikisi de poşet manyağı, saatlerce bir tane poşetle oynayabiliyor?!
ıslatınca hemen içeriye kaçıyordu ilk başlarda ama artık ıslatma eşiği epey yükseldi (havaların sıcak olmasıyla alakalı olabilir) resmen sırılsıklam yapınca çıkıyor mutfaktan, yalanıp temizlenip yine geliyor.
dediğiniz doğrudur evet, önemli olan hoşlanmadığı şeyleri bulmak ama benim seçeneklerim hızla tükeniyor artık :)
içi su dolu kova demişken, geçen gün içine düştü :D incelerken, ondan da pek korktuğu söylenemez yani : )
0
hmm tencere tava yöntemi güzelmiş : ) bunu deneyeceğim. mamaları zaten mutfakta yani, mutfakta onları çeken hiç bir şey yok aslında ama... anlayamadım işte.
0
Mamaları, hatta sevdikleri diğer aburcuburları mutfak dışında vermen yavru panterleri soğutur mutfaktan bence, zaten 4 aylıkmış yav yanında hapşırsan altına eder onlar :) Gürültüyle korkutma yöntemi emaneten 1 ay kadar baktığım 1.5 yaşında kedide işe yaramıştı.
0
hmm... o zaman kullandığım bir diğer yöntem: şarjlı el süpürgesini yemek yaparken mutfağın kapısına koyuyorum. kedim mutfağa girecekken onu çalıştırıyorum, sesinden korkup uzaklaşıyor. sonra kendince pusu kurup saldırıyor falan, böylece oyalanmış oluyor.
0
off yanlış yazmışım,
mamaları mutfakta değil olacaktı :) o yüzden arkadaşları mutfağa çeken hiç bir şey yok.
bu süpürge kozunu bir müddet kullandık ama artık süpürgenin üzerinde falan geziyorlar..
korktukları bir şey var ama, mutfakta uygulamak imkansız. böyle 3-4 metre mesafeden koşarak gelince üstüne köşe bucak kaçıp saklanıyor koltuk altı - dolap arkası gibi. bunu da tesadüfen buldum, telefona koşarken :D
mamaları mutfakta değil olacaktı :) o yüzden arkadaşları mutfağa çeken hiç bir şey yok.
bu süpürge kozunu bir müddet kullandık ama artık süpürgenin üzerinde falan geziyorlar..
korktukları bir şey var ama, mutfakta uygulamak imkansız. böyle 3-4 metre mesafeden koşarak gelince üstüne köşe bucak kaçıp saklanıyor koltuk altı - dolap arkası gibi. bunu da tesadüfen buldum, telefona koşarken :D
0
kediye trip at komik geliyo kulağa ama cidden işe yarıyor bir süre sonra. mutfağa girdiğinde bağır çağır (mümkünse aynı kelimeleri yada sesi kullanarak) tınlamazsa at mutfaktan dışarı, 10-15 dakka sonrada yanına gidip ay canım kedim benim diye sevme en az 2-3 saat kendinden uzak tut sevme konuşma yüz verme hiç. koklasın falan gibi bir mevzuya hiç girme iyice yüzsüzlüğe vuruyorlar işi. bi müddet böyle inatlaştıktan sonra genelde yola geliyorlar (bakınız terlik artık kendini köpek sanıyor gel-gel git-git aşağı atla de soluğu arka odada alır:p)
0
sprey vardı birtane eşiğine sıkınca girmiyordu kedi, yani en azından jimmy girmiyordu sizinkini nasıl etkiler bilemem.
0
ben iki yöntem kullanıyorum. ilki suyu bir sprey şişesine koymak ve istemediğiniz bir şey yaptığında yüzünde püskürtmek.
ikincisi, kedilerin yapışkanı sevmemesinden yararlanmak. mutfak kapısının eşiğine bir gazete yapıştırıyoruz, gazetenin üstüne de çitf taraflı bantlardan döşüyoruz. bir insanın üzerinden atlayabileceği kadar olması kafi. kedi içeri girmeye çalışırken yapışkana basıyor ve patilerinin yapışması hissinden nefret edip oraya bir daha girmiyor. (inşallah : )
ikincisi, kedilerin yapışkanı sevmemesinden yararlanmak. mutfak kapısının eşiğine bir gazete yapıştırıyoruz, gazetenin üstüne de çitf taraflı bantlardan döşüyoruz. bir insanın üzerinden atlayabileceği kadar olması kafi. kedi içeri girmeye çalışırken yapışkana basıyor ve patilerinin yapışması hissinden nefret edip oraya bir daha girmiyor. (inşallah : )
0
Müthiş bir yöntem buldum, buraya yazıyorum ki belki bu sorundan muzdarip olan başkaları da varsa uygulasın :)
Bir sprey şişesine kolonya dolduruyoruz. Kedimiz istenmeyen bölgeye yaklaştığı zaman havaya (hayvanın yüzüne gözüne gelmeyecek fakat kokusunu alabileceği bir mesafeye) fıslıyoruz.
Sonra 10-15 dakika kadar rahatız :))
Bir sprey şişesine kolonya dolduruyoruz. Kedimiz istenmeyen bölgeye yaklaştığı zaman havaya (hayvanın yüzüne gözüne gelmeyecek fakat kokusunu alabileceği bir mesafeye) fıslıyoruz.
Sonra 10-15 dakika kadar rahatız :))
0
kurtulan adam
fazla olmasa da oruç tutan biriyle birlikte olur musunuz?bi de bu kişi 30 yaşında üniversite mezunu ama charles bukowski diye birini hiç duymamış.nedir görüşleriniz
fazla olmasa da oruç tutan biriyle birlikte olur musunuz?bi de bu kişi 30 yaşında üniversite mezunu ama charles bukowski diye birini hiç duymamış.nedir görüşleriniz
0
yanında yememe içmeme karışmıyorsa olurum tabi, bir tane de bukowski kitabı hediye ederim hatta.
0
Birbirinin hassasiyetlerine dikkat eden, iyi niyetli olan iki kişi neden beraber olamasın?
0
bukowski kim ya oruç oruç kafamı sikmeyin.
bence birlikte olunur.ateist arkadaşları bilmem tabi
bence birlikte olunur.ateist arkadaşları bilmem tabi
0
bukowski nasıl bir kıstas olmuş anlamadım. herkes dünya edebiyatını mı takip ediyor? mesela ben biliyorum ama çok okuduğumdan değil, bi dizide bahsi geçmişti, girip bakmıştım kim bu adam diye.
0
soru ters olmuş. sizce o benle birlikte olur mu demen gerekiyordu. böle düşünmen, insanları sırf oruç tutuyor diye hor görmen yanlış !
0
@cedric: valla bir müslüman hıristiyan ve yahudilerle dost olamaz mesela, muhammed'de mi beyinsiz bu mantıktan?
0
birbirlerinin görüşlerine hoşgörülü yaklaşıyorlarsa neden olmasın? ayrıca bir bukowski kitabı alır, okur. niye özellikle belirtmişsin anlamadım.
0
benim ilk evliliğim eşimin bukowski'yi hiç bilmediğimi anlamasıyla son bulmuştu.
töbe töbe ya. incicileri geçtiniz yemin ederim.
töbe töbe ya. incicileri geçtiniz yemin ederim.
0
bukowski kısmını geçtim sorunun da "fazla olmasa da olsa oruç tutan" nasıl bir tanımlamadır? olmaz diye birşey yok tabii ki ama dünya görüşlerinin uyuşma ihtimali pek yüksek görünmüyor.
0
ben de bukowski'yi bilenlerle çıkmıyorum adama kastım var kardeşim, halen bakirim ama olsun.
0
bukovski meselesi ikinci planda kalır gerçekçi olmak gerekirse
işin doğrusu pek rahat bir durum değil bir ateist için oruç tutan biriyle birlikte olmak
hassasiyetler farklı oluyor bir kere
bence böyle...
işin doğrusu pek rahat bir durum değil bir ateist için oruç tutan biriyle birlikte olmak
hassasiyetler farklı oluyor bir kere
bence böyle...
0
müslümanlıkta hristiyanların ve yahudilerin peygamberlerini de kabul etmek var bir kere. ikincisi insansanız bal gibi de olursunuz. müslümanlıkta zorlama olmadığı gibi müslümanlara karşı da zorlama olmamalı. nasıl kafalar bunlar anlamıyorum.
0
bu kararı kendiniz veremeyecek kadar şüphedeyseniz olmayın. bukowski'yi duymak kriteriniz olduysa hiç olmayın.
0
bukovski önemli değil de oruç tutan biriyle birlikte olmam ben. ama "pis müslüman ıyy" diye düşündüğümden değil. insanların inançları hayat tarzlarını çok etkiler. sen sahild eoturup bira içmek isticeksin o ben oruçluyum dicek, arada uyum yok. kaldı ki ses etmese de bilinçaltından senin yaptığının yanlış olduğunu düşünüyor ve sen de -eğer sağlam bi ateistsen- onun ibadet ediyor oluşunu saçma buluyorsun. düşünsene hayali bi varlık için 16 saat susuz kalacak.
tabi ki herkes birbirinin inançlarına saygılı ve hoş görülü olmalıdır. ama bi müslümanla en iyi arkadaş ya da sevgili olmak farklı bi durum.
tabi ki herkes birbirinin inançlarına saygılı ve hoş görülü olmalıdır. ama bi müslümanla en iyi arkadaş ya da sevgili olmak farklı bi durum.
0
berginyonbaenre
http://www.youtube.com/watch?v=TydFVzAoK40&feature=relatedlinkte 1.10 da baslayan sarkiyi aramaktayim sözlerden anladigim kadariyla "so many nights u lay awake,he dont know how ur heart ache" demekte ama icinde bu söz öbegini barindiran bir tane bile sarki mevcut deil bi yardim edin bu galyalıya
www.youtube.com
linkte 1.10 da baslayan sarkiyi aramaktayim sözlerden anladigim kadariyla
"so many nights u lay awake,he dont know how ur heart ache" demekte ama icinde bu söz öbegini barindiran bir tane bile sarki mevcut deil bi yardim edin bu galyalıya
linkte 1.10 da baslayan sarkiyi aramaktayim sözlerden anladigim kadariyla
"so many nights u lay awake,he dont know how ur heart ache" demekte ama icinde bu söz öbegini barindiran bir tane bile sarki mevcut deil bi yardim edin bu galyalıya
0
a. witherspoon - i would olabilir mi?
not: şarkıyı dinlemedim direk sözden baktım
not: şarkıyı dinlemedim direk sözden baktım
0
tranquillo
mı?
mı?
0
Diş macunuyla doymak, veya o suyu çaktırmadan içmek gibi bir amacın yoksa niye bozsun. Hem temizlik imandan gelir.
0
@serafettinn madem doyma gibi bi amacın olmaması sözkonusu, o halde sakız çiğnemek bozar mı?
0
@tranquillo
diş macunu ve sakız arasında nasıl bir bağlantı kurdunuz anlayamadım. biri temizlik diğeri zevk. hadi sakızı da temizlik için çiğnediniz diyelim, oruç tutarken ağzınız zaten temiz. kaldı ki sakızda ağızda çözünen maddeler bulunduğundan çiğnemek orucu bozar. çiğnemeyiverseniz ne kaybedersiniz? bu kadar açık arayacaksınız tutmayın efendim. her sene aynı şey oluyor.
diş macunu ve sakız arasında nasıl bir bağlantı kurdunuz anlayamadım. biri temizlik diğeri zevk. hadi sakızı da temizlik için çiğnediniz diyelim, oruç tutarken ağzınız zaten temiz. kaldı ki sakızda ağızda çözünen maddeler bulunduğundan çiğnemek orucu bozar. çiğnemeyiverseniz ne kaybedersiniz? bu kadar açık arayacaksınız tutmayın efendim. her sene aynı şey oluyor.
0
diş fırçalamak bozmaz ama macunluyken sıkıntıya girebilir. ayrıca tatsız sakız da bozmaz diyorlar ama çiğnememek lazım. macunsuz fırçala.
0
cehcho
sahura kalktığınızda ne gibi yemekler veya kahvaltılıklardan yiyorsunuz ? Olmazsa olmaz dediğiniz neler vardır ?
sahura kalktığınızda ne gibi yemekler veya kahvaltılıklardan yiyorsunuz ? Olmazsa olmaz dediğiniz neler vardır ?
0
müslüman değilim ama eski ev arkadaşım sahura kalkarken sofra hazırlamışlığım vardır, ona göre cevap veriyorum.
kaşarlı bazlama veya tost, hoşaf, kahvaltılık tereyağı ya da krem peynir, bal, soslu zeytin. (et ihtiva eden seylerin sindirimi zor oldugu icin yemenizi tavsiye etmem o saatte.)
kaşarlı bazlama veya tost, hoşaf, kahvaltılık tereyağı ya da krem peynir, bal, soslu zeytin. (et ihtiva eden seylerin sindirimi zor oldugu icin yemenizi tavsiye etmem o saatte.)
0
anadolu'da eriste yenir genelde, tok tutuyor sanirim. sicak oldugundan cok tuzlu seylerden uzak kalmakta fayda var, tuzlu beyaz peynir ya da tuzlu siyah zeytin gibi.
0
menemen. ama icine peynir de atılacak o zaman cok sahane oluyor. bizim evdekiler makarna da yiyior ama ben sevmiyorum cok. ramazanın büyük kısmında da normal kahvaltı edioz işte
0
yumurta
tam tahilli ekmek
kepekli makarna
bulgur pilavi
ayran, cacik, bol sivi dedi simdi ntv'deki diyetisyen.
tam tahilli ekmek
kepekli makarna
bulgur pilavi
ayran, cacik, bol sivi dedi simdi ntv'deki diyetisyen.
0
çok sık spor yaptığımdan dolayı ertesi gün yapacağım sporlarda vücudumda daha çok su tutmak için litre litre su içiyorum. su içince doymuş hissediyorum.
0
Kızartma yemeyin de ne yerseniz yeyin. Rüyanızda tatlı su çeşmelerini gezersiniz sonra :)
0
sakın haa tuzlu şeyler yeme. hele bu sıcaklarda dilin keçeye döner. çorba çok güzel gidiyor...
0
Sadece meyve yiyorum. Geçen ramazan denedim 30 gün boyunca her sahur sadece meyve yedim. karpuz/kavun oluyordu her zaman. bazı geceler yanında üzüm/şeftali/armut/muz hangisini bulursak artık... Hem ağır gelmiyordu hem de susatmıyordu...
0
Hurma mutlaka olsun. Müthiş tok tutma özelliği var. 3 tane at sahurun bitince. Ama kaliteli hurma olsun eminönünden falan al.
Ondan sonracığma süt de iyidir. Tok tutar. Dinç tutar.
Ondan sonracığma süt de iyidir. Tok tutar. Dinç tutar.
0
Allah sofranızıın bereketini arttırsın.
Nasipse geceleyin pastırma, kuymak, köy ekmeği ve domates eşliğinde Gerede semalarında sahur edeceğiz.
Nasipse geceleyin pastırma, kuymak, köy ekmeği ve domates eşliğinde Gerede semalarında sahur edeceğiz.
0
goodbyecruelworld
güncel ya da klasik olabilir. bilimkurgu öğeleri de içerebilir. aşk üzerine yoğunlaşmasın yeter.en sevdiğim kitaplardan bazıları;aylak adamdönüşümaçlıkkokuyabancıkorkuyu beklerkenkaplan kaplanteşekkürler
güncel ya da klasik olabilir. bilimkurgu öğeleri de içerebilir. aşk üzerine yoğunlaşmasın yeter.
en sevdiğim kitaplardan bazıları;
aylak adam
dönüşüm
açlık
koku
yabancı
korkuyu beklerken
kaplan kaplan
teşekkürler
en sevdiğim kitaplardan bazıları;
aylak adam
dönüşüm
açlık
koku
yabancı
korkuyu beklerken
kaplan kaplan
teşekkürler
0
içinde biraz da olsa var aşk ama kesinlikle okunmalı ; hayatın kaynağı - ayn rand.
bukowski tüm eserleri:)
bukowski tüm eserleri:)
0
veba - a. camus
anayurt oteli - y. atılgan
öyküler - y. atılgan
vüs'at o. bener, sait faik, ferit edgü'den ne bulursan (okudukların göz önünde bulundurulduğunda güven bana)
tutunamayanlar - oğuz atay
cafe esperanza - ali teoman
özgürlüğün yolları üçlemesi - j.p. sartre
sineklerin tanrısı - william golding
1984 - g. orwell
fahrenheit 451 - ray bradbury
anayurt oteli - y. atılgan
öyküler - y. atılgan
vüs'at o. bener, sait faik, ferit edgü'den ne bulursan (okudukların göz önünde bulundurulduğunda güven bana)
tutunamayanlar - oğuz atay
cafe esperanza - ali teoman
özgürlüğün yolları üçlemesi - j.p. sartre
sineklerin tanrısı - william golding
1984 - g. orwell
fahrenheit 451 - ray bradbury
0
ya allah aşkına bir goodbyecruelworld'ün yazdıkları kitaplara bakın bir tanesinin dijital kale'yle ilgisi var mı?
edit: silinmiş söz konusu yanıt. :)
edit: silinmiş söz konusu yanıt. :)
0
samuel beckett - tümü
emil michel cioran - çürümenin kitabı başta, çevrilen ne varsa
robert musil - niteliksiz adam
oğuz atay - korkuyu beklerken haricindekilerin tümü
dostoyevski - tümü
kafka - dava, şato, dönüşüm
vüs'at o. bener - bay muannit sahtegi’nin notları, buzul çağı virüsü
m.ş. esendal - mendil altında
a. h. tanpınar - saatleri ayarlama enstitüsü, huzur
füruzan - parasız yatılı
bilge karasu - hemen hemen tümü
ayla kutlu - sen de gitme triyandafilis
yoruldum... inceleyip karar verirsiniz. ilginizi çekenler olursa daha da önerebilirim.
emil michel cioran - çürümenin kitabı başta, çevrilen ne varsa
robert musil - niteliksiz adam
oğuz atay - korkuyu beklerken haricindekilerin tümü
dostoyevski - tümü
kafka - dava, şato, dönüşüm
vüs'at o. bener - bay muannit sahtegi’nin notları, buzul çağı virüsü
m.ş. esendal - mendil altında
a. h. tanpınar - saatleri ayarlama enstitüsü, huzur
füruzan - parasız yatılı
bilge karasu - hemen hemen tümü
ayla kutlu - sen de gitme triyandafilis
yoruldum... inceleyip karar verirsiniz. ilginizi çekenler olursa daha da önerebilirim.
0
hayali arkadaş
30 yaşına geliyorum nerdeyse, bu yaşa kadar ne yapılırsa yapılsın küçücük bir dalgacık bile tutmayan saçım basbayağı dalgalı oldu.1.neden olur bu?2.başka kimsenin başına geldi?3.kıvırcığa doğru gider mi?
30 yaşına geliyorum nerdeyse, bu yaşa kadar ne yapılırsa yapılsın küçücük bir dalgacık bile tutmayan saçım basbayağı dalgalı oldu.
1.neden olur bu?
2.başka kimsenin başına geldi?
3.kıvırcığa doğru gider mi?
1.neden olur bu?
2.başka kimsenin başına geldi?
3.kıvırcığa doğru gider mi?
0
benim de eskiden saçım düzdü bi ara dalgalı oldu sonra kıvırcık oldu. şimdi tekrar dalgalı olma yolunda ilerliyor. nemden midir nedir..
0
1- kaynak gösteremeyecek olmama rağmen, insanın hayatı boyunca saç tipinin pek çok kez değişebildiğini okumuştum bir yerlerde.
2- ben. liseye giderken baya kıvırcıktı, sonra dalgalandı, şimdi gene kıvırcığa doğru gidiyorum sanki.
3- gidebilü, ama çok düz saçın kıpkıvırcık olması biraz zor yani, en fazla dalgalı olur gibi.
2- ben. liseye giderken baya kıvırcıktı, sonra dalgalandı, şimdi gene kıvırcığa doğru gidiyorum sanki.
3- gidebilü, ama çok düz saçın kıpkıvırcık olması biraz zor yani, en fazla dalgalı olur gibi.
0
saçım yıllardır aynı, nerdeyse hiç kestirmem. doğduğumdan beri aynı şehirde yaşıyorum, aşağı yukarı da aynı şampuanları kullanıyorum
0
utkujan
evet arkadaşlar. 29 martta 18'ime girecegim. ondan önce somestr'da gitmeye calissam mi vizeyi daha kolay alirim yoksa 18'ime girdikten sonra mı? tesekkür ederim.
evet arkadaşlar. 29 martta 18'ime girecegim. ondan önce somestr'da gitmeye calissam mi vizeyi daha kolay alirim yoksa 18'ime girdikten sonra mı? tesekkür ederim.
0
hehehe :D bu seferki cilginlik degil ama. abim de orda yüksek lisans yapıyor annemle falan gidicez gidersek hem onu da ziyaret olucak :D
0
ahahaha ben de hatırladım samsun olayı falan vardı önceden. :D 18'ine girmeden git gel bence.
0
tueio
sıcaklardan dolayı dışarı cıkmayan arkadaşlar,evde nasıl vakit geçiriyosun.evde takılmayı seven bi insan olmama rağmen sıkıntıdan millete sarmaya başladım,ne yapsam ne etsem oyalasam kendimi?(film,kitap vb ıvır zıvır harici)
sıcaklardan dolayı dışarı cıkmayan arkadaşlar,evde nasıl vakit geçiriyosun.evde takılmayı seven bi insan olmama rağmen sıkıntıdan millete sarmaya başladım,ne yapsam ne etsem oyalasam kendimi?(film,kitap vb ıvır zıvır harici)
0
duş,metin2 ve online flash oyunlar bir yandanda tv ye bakmaca bol çay bol sigara...
0
yogaya ve meditasyona başlayabilirsin. değişik yemekler, tatlılar yapabilirsin, mutfakta zaman hızlı geçer. :)
0
Carant
Yaklaşık bir hafta önce kaşıma yaptırdığım piercingi çıkaramıyorum, nasıl çıkaracağım? Yardım edin, lütfen.
Yaklaşık bir hafta önce kaşıma yaptırdığım piercingi çıkaramıyorum, nasıl çıkaracağım? Yardım edin, lütfen.
0
cart diye cıkartmaya kalkarsan iltihaplanır orası. bir süre çıkartmadan kalması gerek. antibiyotik kremler vs sürebilirsin bir süre, yara iyileşip de delik kalıcı olduğunda daha kolay çıkar.
bilgi edinmeden de bişey yaptırma bi daha.
bilgi edinmeden de bişey yaptırma bi daha.
0
BoxCarRacer
Sevgili Ümit Ustalar;Evde yapılabilir mi? Nasıl yapılır? Kolay tarifi var mıdır? Bir erkek becerebilir mi? Evet sorular her ikisi için de geçerli. Dışarda yiyoruz. Bir de evde yapmayı ister bu deli gönül. mesela bir pazar sabahı hı?
Sevgili Ümit Ustalar;
Evde yapılabilir mi? Nasıl yapılır? Kolay tarifi var mıdır? Bir erkek becerebilir mi? Evet sorular her ikisi için de geçerli. Dışarda yiyoruz. Bir de evde yapmayı ister bu deli gönül. mesela bir pazar sabahı hı?
Evde yapılabilir mi? Nasıl yapılır? Kolay tarifi var mıdır? Bir erkek becerebilir mi? Evet sorular her ikisi için de geçerli. Dışarda yiyoruz. Bir de evde yapmayı ister bu deli gönül. mesela bir pazar sabahı hı?
0
waffle hamuru markette satılıyor.. onu alıyorsun, sonra internette waffle tariflerine bakıp yapıyorsun.. zor birşey değil zaten hamur tost makinasına yapışmasın diye azıcık yağla tereyağı ile sonra üstüne allah ne verdiyse canın ne istiyorsa sür.. hem hava sıcak tost makinasına gerek yok bence al onu üzerine direkt malzemeleri boca edip de yiyebilirsin..
0
bu arada waffle hamuru her yerde bulunmaz söylim.. kadıköy falan yakınsa ama yer söylebilirim..
0
"Krep yap" diye tozlar var ki gayet başarılı. Kutunun içinde sütle karıştırıp iyice çalkalıyorsunuz, sonra hafifçe yağlanmış tavaya ince bir tabaka halinde döküp döndürerek iki tarafını pişiriyorsunuz, canavar gibi oluyor.
0
waffle yapmak için özel bir alet var diye biliyorum. ama pancake evde yapılıyor. ben yapıyorum mesela. tarifini internetten bulmuştum, google'a yazarsanız çıkar. :)
0
Pancake hamuru ile krep hamurunun ayni olmamasi lazim. Benim internetten derleyip Turkce'ye cevirdigim, kendi kullandigim pancake tarifim soyle:
Malzemeler:
360 ml (1.5 cup) un
1 paket kabartma tozu
2 corba kasigi seker (opsiyonel)
3/4 tatli kasigi tuz
360 ml (1.5 cup) sut
1 yumurta
2-3 tatli kasigi yag
Yapilis:
Kuru malzemeleri birlestirip karistir. Ortasinda cukur acip islak malzemeleri kat, yavasca karistirmaya basla. Iyice karisip cogu putur yok olunca hazir.
Tava isininca kepce vs ile hamuru tavaya bir kerede dok. Orta ateste piserken kenarlari sertlesip ortada delikler olusmaya basladiginda kaldirip altina bak, rengi guzel
kahverengi olmussa cevir. Ikinci tarafta kisa sure pisirip (yine renk tutana kadar) yana al.
Ilk 1-2 pancake genelde cirkin/kotu olur, sonrakiler iyi.
Malzemeler:
360 ml (1.5 cup) un
1 paket kabartma tozu
2 corba kasigi seker (opsiyonel)
3/4 tatli kasigi tuz
360 ml (1.5 cup) sut
1 yumurta
2-3 tatli kasigi yag
Yapilis:
Kuru malzemeleri birlestirip karistir. Ortasinda cukur acip islak malzemeleri kat, yavasca karistirmaya basla. Iyice karisip cogu putur yok olunca hazir.
Tava isininca kepce vs ile hamuru tavaya bir kerede dok. Orta ateste piserken kenarlari sertlesip ortada delikler olusmaya basladiginda kaldirip altina bak, rengi guzel
kahverengi olmussa cevir. Ikinci tarafta kisa sure pisirip (yine renk tutana kadar) yana al.
Ilk 1-2 pancake genelde cirkin/kotu olur, sonrakiler iyi.
0
ya ben lan neyse
1.85 boylarında, yeşil gözlü, buğday tenli, atletik yapılı, çılgın mı çılgın bir delikanlıyım. Bilgisayarcıyım. Bir gün bir eve tamire gittiğimizde 30-35 yaşlarında, diri cüvutlu, dolgun kalçalı bir müşteri ordaydı...eheh. şaka lan. 1.75 boyundayım. gayet de renksiz gözlüyüm. Şimdi şöyle bir durum v
1.85 boylarında, yeşil gözlü, buğday tenli, atletik yapılı, çılgın mı çılgın bir delikanlıyım. Bilgisayarcıyım. Bir gün bir eve tamire gittiğimizde 30-35 yaşlarında, diri cüvutlu, dolgun kalçalı bir müşteri ordaydı...
eheh. şaka lan. 1.75 boyundayım. gayet de renksiz gözlüyüm. Şimdi şöyle bir durum var.
lisede arkadaş çevrem gayet iyiydi. şehir dışına okumaya gittiğimde berbat bir şehirde okudum ve hayatımın o zamana kadarki en kötü yıllarından 6 yılı geçirdim. sınıfımda erkek yoktu (3-5 tane vardı onlar da bana göre değildi.) o 6 seneyi depresyonlarla bunalımlarla geçirdim. internet kafeye gitmekten başka bir sosyal aktivitem yoktu. bu arada liseden arkadaşlarım da dağıldı. her biriyle koptuk. ve neticede ben arkadaşsız kaldım.
okul bitti memlekete döndüm. haftalarca telefonum çalmıyor, kimse beni sormuyor. oğlum gel dışarı çıkalım dolaşırız, takılırız demiyor. çünkü hiç arkadaşım kalmamış. eminim benim de hatam oldu çünkü dışarıda okuduğum 6 sene beni bitirdi. asosyalliğin dibine vurdum, çekingen ve pısırık oldum. evdekiler bazen soruyor "neden seni kimse aramıyor" diye. yalnızlığın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdenim. açıkçası o kadar alışmışım ki bu durumdan hiç gocunmuyorum. ama kaynayan suda haşlanan kurbağa gibi durumun vehametini de farketmiyorum zira çok alışmışım. kız arkadaş desen hiç olmadı.
somut bir şey sorucam: bu böyle gitmez. ben ne yapayım da kendime bir sosyal çevre oluşturayım, gezeyim, eğleneyim, arkadaş grubum olsun, birbirimizi sevelim, atraksiyonlara girişelim? 0 ım şu anda arkadaş açısından. ciddi ciddi düşünüyorum da harbiden tek bir arkadşaım kalmamış. durum vahim. böyle bir cafeye gidip arkadaş falan beklemek geliyor akklıma da. geliyor sadece. saçma bi fikir olabilir.
ne yapayım ben?
beyin fırtınası mode on.
edit: tüm cevapları özenle okuyorum.
eheh. şaka lan. 1.75 boyundayım. gayet de renksiz gözlüyüm. Şimdi şöyle bir durum var.
lisede arkadaş çevrem gayet iyiydi. şehir dışına okumaya gittiğimde berbat bir şehirde okudum ve hayatımın o zamana kadarki en kötü yıllarından 6 yılı geçirdim. sınıfımda erkek yoktu (3-5 tane vardı onlar da bana göre değildi.) o 6 seneyi depresyonlarla bunalımlarla geçirdim. internet kafeye gitmekten başka bir sosyal aktivitem yoktu. bu arada liseden arkadaşlarım da dağıldı. her biriyle koptuk. ve neticede ben arkadaşsız kaldım.
okul bitti memlekete döndüm. haftalarca telefonum çalmıyor, kimse beni sormuyor. oğlum gel dışarı çıkalım dolaşırız, takılırız demiyor. çünkü hiç arkadaşım kalmamış. eminim benim de hatam oldu çünkü dışarıda okuduğum 6 sene beni bitirdi. asosyalliğin dibine vurdum, çekingen ve pısırık oldum. evdekiler bazen soruyor "neden seni kimse aramıyor" diye. yalnızlığın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdenim. açıkçası o kadar alışmışım ki bu durumdan hiç gocunmuyorum. ama kaynayan suda haşlanan kurbağa gibi durumun vehametini de farketmiyorum zira çok alışmışım. kız arkadaş desen hiç olmadı.
somut bir şey sorucam: bu böyle gitmez. ben ne yapayım da kendime bir sosyal çevre oluşturayım, gezeyim, eğleneyim, arkadaş grubum olsun, birbirimizi sevelim, atraksiyonlara girişelim? 0 ım şu anda arkadaş açısından. ciddi ciddi düşünüyorum da harbiden tek bir arkadşaım kalmamış. durum vahim. böyle bir cafeye gidip arkadaş falan beklemek geliyor akklıma da. geliyor sadece. saçma bi fikir olabilir.
ne yapayım ben?
beyin fırtınası mode on.
edit: tüm cevapları özenle okuyorum.
0
hangi şehirdesin? sporla ya da kültürel aktivitelerle aran nasıl?
git tuttuğun takımın kombinesini al sürekli ve sabit bir çevre ile sağlam arkadaşlıklar edinebilirsin yok o yaramaz dersen tiyatro miyatro kurslarına git. 1-2 kerelik 1-2 saatlik görüşmelerle zor kalıcı arkadaş edinirsin ama sürekli bi ortama tkaılırsan iyice tanışıp samimi olup sıkı dostluklar kurabilirsin belki.
git tuttuğun takımın kombinesini al sürekli ve sabit bir çevre ile sağlam arkadaşlıklar edinebilirsin yok o yaramaz dersen tiyatro miyatro kurslarına git. 1-2 kerelik 1-2 saatlik görüşmelerle zor kalıcı arkadaş edinirsin ama sürekli bi ortama tkaılırsan iyice tanışıp samimi olup sıkı dostluklar kurabilirsin belki.
0
kendeine yeni bir ilgi alanı bul mesela spor amaçlı ya da hobi konularında olabilir ama her hafta toplananlardan olsun. onlarla beraber takıl. mesela dağcılık ya da bir bisiklet grubu ya da fotoğrafçılık olabilir.
0
benzer vaziyeti ben de yaşadım. lisede iyi kötü bi çevre vardı. sonra şehir dışında okuyup geri dönünce baktım kimse yok. Olanlar da benden gitmiş, ben de onlardan. internet camialarına verdim kendimi ondan sonra. Gerisi geldi işte.
0
mesela bir müzik kursuna gidebilirsin. hem istediğin bir müzik aletini çalmayı öğrenirsin, hem de oradakilerle güzel bir dostluk geliştirirsin. tek taşla iki kuş hesabı. ;)
0
Ben de çok farklı durumda değilim. Toplu yapılan aktiviteler en mantıklısı, ama bu bir ilgi alanı grubuysa daha deneyimlilerin yanında ezik kalma gibi çekincelerin olabilir, benim var mesela, o yüzden kurs daha iyi bir seçenek gibi. Bu da para gerektiriyor tabii, hem kurs hem de ilgili materyaller için. Nispeten ufak ve düzenli olarak gerçek hayatta görüşen bir internet topluluğunu da deneyebilirsin.
0
Çalışmıyor musunuz? Genelde okul bittikten sonra iş arkadaşları falan hani...
0
zorla edindiğin arkadaşlarındansa böyle kalmayı tercih ederdim ben. bırak asosyal ol ya nedir yani. nasıl mutluysan öyle yaşa başkalarının sana yapıştırdığı etiklere bağlı kalma. artı yönleri de var bu durumun (bkz: #19866459). belki de tecavüz kaçınılmaz ve ben zevk almaya çalışıyorum ama benim için durum böyle.
0
6 sene az buz degil hacı. enkaz yığını sayılırsın..ne kadar sosyal ortamlara aksan de ilk adımı atan sen olmadıkça (ki o 6 yıldan sonra sıcakkanlı veya atak olman imkansız) şöyle yapabilirsin.ortam piçi bir eleman bulursun.onun sosyal yönünü sömürerek girdiği ortamlarda kendine de yer edinirsin...yada benim gibi sokarım sosyalliğine deyip anacığınla bi başına kalıp kendini dizilere, kitaplara, filmlere vurursun.
bu gibi durumlarda en tehlikeli şeylerden biri dışarıya bakıp vay. ak herkesin dostu var ben ne haldeyim şeklinde sitem etmektir.yapma hayrettin! onun yerine olaya şöyle bak..ulan şu başlıkta da benim gibi bir sürü eleman varmış.kafaya takmiyim.olacağı varsa olar.
bu gibi durumlarda en tehlikeli şeylerden biri dışarıya bakıp vay. ak herkesin dostu var ben ne haldeyim şeklinde sitem etmektir.yapma hayrettin! onun yerine olaya şöyle bak..ulan şu başlıkta da benim gibi bir sürü eleman varmış.kafaya takmiyim.olacağı varsa olar.
0
zorunlu arkadaş lazım sana. iş arkadaşı gibi. ne olursa olsun çalışmaya başla bence. önünde planladığım bir şey var uzun vadeli çalışamam diyorsan gir bir kafeye filan bir iki ay çalış. en azından sosyalleşme başlangıcı olur. çünkü önünü almazsan bu böyle sürer gider.
0
sürekli toplanan sosyal ortamlara girmen lazım
iş olabilir, dans, fotoğraf, kursu olabilir.. gezi, trekking muhabbetleri olabilir..
mutlaka bir konuya merakın vardır, sanal ortamda da olsa o konuda biraraya gelmiş insanların olduğu gruplara, kurslara gir filan..
zordur yalnızlık.. kurtul o durumdan...
iş olabilir, dans, fotoğraf, kursu olabilir.. gezi, trekking muhabbetleri olabilir..
mutlaka bir konuya merakın vardır, sanal ortamda da olsa o konuda biraraya gelmiş insanların olduğu gruplara, kurslara gir filan..
zordur yalnızlık.. kurtul o durumdan...
0
allah allah kimse eski arkadaslara pas vermemis. onlari ara abicim? 6 yildir gorusmedikleri adami aniden aramalarini beklemiyorsun heralde, ilk adimi sen at bi ara gorusun, belki kaldiginiz yerden devam edersiniz. yas kucukken kurulmus arkadaslaklari yeniden bulmak gibisi yoktur; sen onu tanirsin, o seni tanir mis.
0
nacht des todes
ey ahali,kız arkadaşım ne zaman dışarı çıksa sol gözünde ve burnunda akıntı oluyor. bildiğin şarıl şarıl akıyor yahu. eve girince de pat diye duruyor bu akıntı. alerji mi acaba diyorum ama kendisi kesinlikle alerji olmadığını düşünüyor. e peki bu neyken ne ola?çok sağ olun.
ey ahali,
kız arkadaşım ne zaman dışarı çıksa sol gözünde ve burnunda akıntı oluyor. bildiğin şarıl şarıl akıyor yahu. eve girince de pat diye duruyor bu akıntı. alerji mi acaba diyorum ama kendisi kesinlikle alerji olmadığını düşünüyor. e peki bu neyken ne ola?
çok sağ olun.
kız arkadaşım ne zaman dışarı çıksa sol gözünde ve burnunda akıntı oluyor. bildiğin şarıl şarıl akıyor yahu. eve girince de pat diye duruyor bu akıntı. alerji mi acaba diyorum ama kendisi kesinlikle alerji olmadığını düşünüyor. e peki bu neyken ne ola?
çok sağ olun.
0
kışın olmuyorsa kuvvetli allerjidir. çok hafif yaz allerjisi için olan ilaçlardan 1 hafta kullansın, değişiklik görürse de allerjidir :)
0
zaugnakhaldun
Seyredilenleri sayayım:LostDexterBattlestar GalacticaMad MenHouseTrue BloodHow I Met Your MotherBig Bang TheoryOzSpartacusbir şeyler daha vardı ama unuttum.40 ve 40+ dakikalık dizi kategorisinde, komedi olmayan bir şey arıyoruz. Temel kriter gerçekten kaliteli olması, herkese hitap etmemesi dert değ
Seyredilenleri sayayım:
Lost
Dexter
Battlestar Galactica
Mad Men
House
True Blood
How I Met Your Mother
Big Bang Theory
Oz
Spartacus
bir şeyler daha vardı ama unuttum.
40 ve 40+ dakikalık dizi kategorisinde, komedi olmayan bir şey arıyoruz. Temel kriter gerçekten kaliteli olması, herkese hitap etmemesi dert değil çünkü Mad Men falan da herkese hitap etmiyor ve hastasıyız. Tür olarak çok fark etmez ama Oz gibi aşırı yoğun şiddet durumları olmazsa güzel olur.
Tavsiyelere açığız.
Lost
Dexter
Battlestar Galactica
Mad Men
House
True Blood
How I Met Your Mother
Big Bang Theory
Oz
Spartacus
bir şeyler daha vardı ama unuttum.
40 ve 40+ dakikalık dizi kategorisinde, komedi olmayan bir şey arıyoruz. Temel kriter gerçekten kaliteli olması, herkese hitap etmemesi dert değil çünkü Mad Men falan da herkese hitap etmiyor ve hastasıyız. Tür olarak çok fark etmez ama Oz gibi aşırı yoğun şiddet durumları olmazsa güzel olur.
Tavsiyelere açığız.
0
izlemediyseniz,
The 4400
Carnivale
Prison Break (gerçi izlemişsinizdir. sanırım yazmayı unuttunuz.)
The 4400
Carnivale
Prison Break (gerçi izlemişsinizdir. sanırım yazmayı unuttunuz.)
0
vampire diaries
chuck
greys anatomy
csi serisi / ozellikle miami
law & order svu
chuck
greys anatomy
csi serisi / ozellikle miami
law & order svu
0
24, doctor who, torchwood bir de V tavsiyemdir. son üçü bilim kurgu tarzı biraz daha.
0
0
@denizen seyretmedim bir araştırayım
@zolax prison break seyrettim, 4400 ilgimi çekmedi, carnivale olabilir.
@wessago teşekkürler, bakayım.
@chuck, vampire diaries dışındakilere birer bölüm baktım ama cezbetmedi, vampire diaries'i araştıracağım.
@crown prince 24 haricindekileri seyretmedim, birlikte seyredeceğim arkadaşımın da bilimkurguyla alakası yok ama çok teşekkürler.
@no avalon wire ve avalon'a bakacağım.
fringe de aklımda; ama bilemiyorum şu anda.
@zolax prison break seyrettim, 4400 ilgimi çekmedi, carnivale olabilir.
@wessago teşekkürler, bakayım.
@chuck, vampire diaries dışındakilere birer bölüm baktım ama cezbetmedi, vampire diaries'i araştıracağım.
@crown prince 24 haricindekileri seyretmedim, birlikte seyredeceğim arkadaşımın da bilimkurguyla alakası yok ama çok teşekkürler.
@no avalon wire ve avalon'a bakacağım.
fringe de aklımda; ama bilemiyorum şu anda.
0
how i met your mother'ı sevdiyseniz friends'i tavsiye ederim. 25 dk civarı ve komedi, bu özellikleriyle aradığınıza uymuyo belki ama çok güzel bir dizi. bi araştırırsınız belki.
0
logoss
selamm.yahu bu facebookta ajda pekkanı sevmeyenlerin,ondan nefret edenlerin,onun hiç de genç görünmediğini fln düşünenlerin kurduğu bir grup yok mudur?? bir türlü bulamadım.herkes mi bayılıyor bu kadına??
selamm.yahu bu facebookta ajda pekkanı sevmeyenlerin,ondan nefret edenlerin,onun hiç de genç görünmediğini fln düşünenlerin kurduğu bir grup yok mudur?? bir türlü bulamadım.herkes mi bayılıyor bu kadına??
0
0
serkanserkan
arkadaşlar "ilişkide heyecan kalmadı, ilk yılımızdaki gibi olsun, sanki liseli sevgililer gibi taksim'de, kadıköy'de falan gezip duruyoruz, hep aynı şeyler, hep aynı şeyler" diyen bir adet sevgilim var.. (klasik kızsal trip)bir adet "çok büyük bir aşk ve umut beslediğim, çok fiziksel ve kalpsel emek
arkadaşlar "ilişkide heyecan kalmadı, ilk yılımızdaki gibi olsun, sanki liseli sevgililer gibi taksim'de, kadıköy'de falan gezip duruyoruz, hep aynı şeyler, hep aynı şeyler" diyen bir adet sevgilim var.. (klasik kızsal trip)
bir adet "çok büyük bir aşk ve umut beslediğim, çok fiziksel ve kalpsel emek ettiğim" sevgilim var.. kaybetmeye dayanamam yani..
ancak sorun şu ki; ben mühendis adamım arkadaş.. pek anlamam öyle sosyal, atraktif, eğlenceli, heyecanlı, değişik şeylerden.. akşama kadar delta x, sinüs, kosinüs eğrileri arasında bir hayat yaşıyorum..
eylül başında fethiye'ye tatile gidelim bu güzel hatunla, değişik şeyler yapalım, yamaç paraşütü falan güzel eğlenceli bir tecrübe olur, güzel bir anı olur diye düşündüm..
ama dediğim gibi orda nerde kalınır, oteller nasıldır, sevgili ile çok değişik ve ilginç neler yapılabilir orda, vs. vs. gibi akla gelebilecek her konuda yardıma ihtiyacım var..
mesala bir arkadaşım geçen sene alanya'da bir otelde kaldılar.. kişi başı 80 tl idi bir geceliği, ve 5 yıldızlı bir oteldi, kahvaltı ve akşam yemeği vardı açık büfe.. ayrıca sınırsız yerli içki vardı, havuzu, aquası falan iyiymiş gayet.. yani 80 lirayı verdi ve dışarda para harcamaya gerek kalmadı.. bu tipte ucuz ve her şey dahil olan oteller vardır illa ki fethiye'de de..
sadet olarak;
eğlenceli, değişik, ilginç atraksiyon tavsiyeleri ve bir otel tavsiyesi istiyorum sizden :)
teşekkür ederim şimdiden herbirinize :))
bir adet "çok büyük bir aşk ve umut beslediğim, çok fiziksel ve kalpsel emek ettiğim" sevgilim var.. kaybetmeye dayanamam yani..
ancak sorun şu ki; ben mühendis adamım arkadaş.. pek anlamam öyle sosyal, atraktif, eğlenceli, heyecanlı, değişik şeylerden.. akşama kadar delta x, sinüs, kosinüs eğrileri arasında bir hayat yaşıyorum..
eylül başında fethiye'ye tatile gidelim bu güzel hatunla, değişik şeyler yapalım, yamaç paraşütü falan güzel eğlenceli bir tecrübe olur, güzel bir anı olur diye düşündüm..
ama dediğim gibi orda nerde kalınır, oteller nasıldır, sevgili ile çok değişik ve ilginç neler yapılabilir orda, vs. vs. gibi akla gelebilecek her konuda yardıma ihtiyacım var..
mesala bir arkadaşım geçen sene alanya'da bir otelde kaldılar.. kişi başı 80 tl idi bir geceliği, ve 5 yıldızlı bir oteldi, kahvaltı ve akşam yemeği vardı açık büfe.. ayrıca sınırsız yerli içki vardı, havuzu, aquası falan iyiymiş gayet.. yani 80 lirayı verdi ve dışarda para harcamaya gerek kalmadı.. bu tipte ucuz ve her şey dahil olan oteller vardır illa ki fethiye'de de..
sadet olarak;
eğlenceli, değişik, ilginç atraksiyon tavsiyeleri ve bir otel tavsiyesi istiyorum sizden :)
teşekkür ederim şimdiden herbirinize :))
0
kız haklı beyler,
kelebek vadisine gidilir, dolunay olmayan bı gun denk getirilir; gece -muhtemelen daha once gozlerın gormedıgı yıldız bollugunun altında- denıze gırılır, icilir. ama kız "ay böcek, ay arı" dıyecek bırıyse geri de tepebilir // bu geri tepme isi kabak icin de geçerli. bu arada vadi 38 lira, sabah aksam yemek dahil. gidiş dönüş tekne 12.50 muydu neydı hatırlayamadım.
diger alternatif kabak: www.theshambala.com
kelebek vadisine gidilir, dolunay olmayan bı gun denk getirilir; gece -muhtemelen daha once gozlerın gormedıgı yıldız bollugunun altında- denıze gırılır, icilir. ama kız "ay böcek, ay arı" dıyecek bırıyse geri de tepebilir // bu geri tepme isi kabak icin de geçerli. bu arada vadi 38 lira, sabah aksam yemek dahil. gidiş dönüş tekne 12.50 muydu neydı hatırlayamadım.
diger alternatif kabak: www.theshambala.com
0
yok yaf kampla falan uğraşamayız.. güzel fikir ama şu anda ihtiyacımız olan şey o değil..
0
@annake
kız neden haklı oluyormuş, yav bu kız milletini anlamıyorum arkadas, ben bir kızı seviyorsam onu gördüğümde zaten heyecanlanırım, ( heyacan kalmadı demek, hadi bana para harca demek oluyor)
götürme kardeşim, seni görünce heyecanlanmıyor işte.
sinire kestim a.q,
kız neden haklı oluyormuş, yav bu kız milletini anlamıyorum arkadas, ben bir kızı seviyorsam onu gördüğümde zaten heyecanlanırım, ( heyacan kalmadı demek, hadi bana para harca demek oluyor)
götürme kardeşim, seni görünce heyecanlanmıyor işte.
sinire kestim a.q,
0
@gnl rkn
dediğine aslında "genel mantık ile" katılıyorum abi de bizim hatunun durumu aslında "bana para harca" demek değil..
parasız atraksiyonlara da girebilirim.. o da onu heyecanlandırır..
onun demek istediği "liseli sevgililer gibi taksim kadıköy geziyoruz, değişik bir şeyler yapalım" demek istiyor..
ben de aslında sıkıldım, hem kendim için hem onun için istiyorum fethiye tatilini..
ama bilgim yok pek.. onun için yardım arıyorum.. :))
dediğine aslında "genel mantık ile" katılıyorum abi de bizim hatunun durumu aslında "bana para harca" demek değil..
parasız atraksiyonlara da girebilirim.. o da onu heyecanlandırır..
onun demek istediği "liseli sevgililer gibi taksim kadıköy geziyoruz, değişik bir şeyler yapalım" demek istiyor..
ben de aslında sıkıldım, hem kendim için hem onun için istiyorum fethiye tatilini..
ama bilgim yok pek.. onun için yardım arıyorum.. :))
0
@serkanserkan
abi öyle de o zaman.
şimdi bu 20-25 yaş hatunları bu ara böyle abi. hadi beni heyecanlandır diyor başka birşey demiyorlar, heyecandan kasıt ne, bir tanesi vardı, planöre binelim diye tutturdu bir antalya tatilinde, arkadas yükseklik korkum var diyorum anlamıyor. resmen bana ^^sende erkek misin^^ demeye getirdi, salladım hatunu. ne sanıyorsun lan sen kendini, erkeklik yükseğe cıkmakla mı kanıtlanıyor. uzatmayayım hadi yavrum sana güle güle dedim.
cidden bu kamp olayını bir düşün, al çadırı, deniz gören bir yamacta kamp kur, ama cevre de başka bir çadır olmasın. gece çadırda üç harfli hikayeleri anlat, heyecan neymiş görsün.
abi öyle de o zaman.
şimdi bu 20-25 yaş hatunları bu ara böyle abi. hadi beni heyecanlandır diyor başka birşey demiyorlar, heyecandan kasıt ne, bir tanesi vardı, planöre binelim diye tutturdu bir antalya tatilinde, arkadas yükseklik korkum var diyorum anlamıyor. resmen bana ^^sende erkek misin^^ demeye getirdi, salladım hatunu. ne sanıyorsun lan sen kendini, erkeklik yükseğe cıkmakla mı kanıtlanıyor. uzatmayayım hadi yavrum sana güle güle dedim.
cidden bu kamp olayını bir düşün, al çadırı, deniz gören bir yamacta kamp kur, ama cevre de başka bir çadır olmasın. gece çadırda üç harfli hikayeleri anlat, heyecan neymiş görsün.
0
başlık öyle heyecanlıki !
bir an
'acaba beni de götürürmü lan' diye düşünmedim değil:(
bir an
'acaba beni de götürürmü lan' diye düşünmedim değil:(
0
:))
yok hocam, neden kızayim :))
evet o hatun.. ama o duyurumun üzerinden geçen 1,5-2 haftada derenin altından çok sular aktı, çok konuşmalar yapıldı burada anlatmanın gereği olmayan.. düzelttim aramı..
sevmiyorum dediği yalan.. deli gibi seviyor.. başka şeyler var, bir sürü şeyler..
ama bir tatile gitmemiz lazım :)) onun için fikir arıyorum şu anda tecrübeli arkadaşlardan..
bamtur'a bakacağım, teşekkürler.. :))
yok hocam, neden kızayim :))
evet o hatun.. ama o duyurumun üzerinden geçen 1,5-2 haftada derenin altından çok sular aktı, çok konuşmalar yapıldı burada anlatmanın gereği olmayan.. düzelttim aramı..
sevmiyorum dediği yalan.. deli gibi seviyor.. başka şeyler var, bir sürü şeyler..
ama bir tatile gitmemiz lazım :)) onun için fikir arıyorum şu anda tecrübeli arkadaşlardan..
bamtur'a bakacağım, teşekkürler.. :))
0
Bütçe nedir bilmiyorum. Ama her sene bir araba kiralıyoruz (geçen sene ve bu sene yaptık)
ve sahil turu yapıyıruz. Geçen sene çanakkale'den balıkesire, bu sene antalya'dan balıkesire gittik.
Ve güneyi bitirdik. Seneye interrail. 15 gün, senenin bütün heyecan kotasını doldurup rahatlatıyo valla.
not: ben de mühendis sayılırım. :D
ve sahil turu yapıyıruz. Geçen sene çanakkale'den balıkesire, bu sene antalya'dan balıkesire gittik.
Ve güneyi bitirdik. Seneye interrail. 15 gün, senenin bütün heyecan kotasını doldurup rahatlatıyo valla.
not: ben de mühendis sayılırım. :D
0
bungee jumping olayına gir, süpriz olarak. atlamazsa ip bağlı, at aşağıya. ne heyecan meraklısı yeni nesilmiş argedeş cık cık.
0
otel, aktivite filan bilmem oralarda ama nerede kalırsanız kalın günlük sıkıntılarınızın ( iş, okul, para, aile vs. ) tamamını evde bırakın. bunlarla canınızı sıkmayın. döndüğünüzde de gün içinde sadece size özel "happy hour" unuz olsun. tv, internet, yemek ya da vitrin bakmak gibi konsantrasyon bozucu şeyler olmadan ilişkinizden, anılardan, geleceğe dair ortak planlardan, hayallerden konuşun. eminim faydasını görürsünüz.
mesela biz bu aralararabamızı satma işine o kadar yoğunlaştık ki sohbetlerimiz hep bu yönde oluyordu. ben de dayanamayıp yeter artık biraz da sevgili muhabbeti yapalım deyince önce bi kahkaha patladı ama sonuçta mesaj alındı. yani kızların istediği en azından her kızın istediği her zaman paraya dayalı şeyler olmuyor. birazcık özen, birazcık ilişkiyi sahiplenme mutlu etmeye yetiyor.
mesela biz bu aralararabamızı satma işine o kadar yoğunlaştık ki sohbetlerimiz hep bu yönde oluyordu. ben de dayanamayıp yeter artık biraz da sevgili muhabbeti yapalım deyince önce bi kahkaha patladı ama sonuçta mesaj alındı. yani kızların istediği en azından her kızın istediği her zaman paraya dayalı şeyler olmuyor. birazcık özen, birazcık ilişkiyi sahiplenme mutlu etmeye yetiyor.
0
robinbook
Zenciler de güne$te yanıyor mu?
Zenciler de güne$te yanıyor mu?
0
beyazlara göre daha az etkilenirler ama yine de güneş altında korumasız dolaşan bir zenci güneş yanığı olabilir. ve tabi ten renginde daha da koyulaşma olur. tabi çok kapkara olanlarda pek belli olmaz bu.
0
erich
sabah kahvalti tabaginda bir telsacimi her tarayisimda 4-5 teltoka cikarirken 2 telboyle boyle gunde 30 tel sacim gidiyor hafiz. erkegim, yas 21, sac orta uzunlukta. gunde bi kere sampuanla yikarim. ne yapsam da dokuldurtmesem?caps yok bu arada.
sabah kahvalti tabaginda bir tel
sacimi her tarayisimda 4-5 tel
toka cikarirken 2 tel
boyle boyle gunde 30 tel sacim gidiyor hafiz. erkegim, yas 21, sac orta uzunlukta. gunde bi kere sampuanla yikarim. ne yapsam da dokuldurtmesem?
caps yok bu arada.
sacimi her tarayisimda 4-5 tel
toka cikarirken 2 tel
boyle boyle gunde 30 tel sacim gidiyor hafiz. erkegim, yas 21, sac orta uzunlukta. gunde bi kere sampuanla yikarim. ne yapsam da dokuldurtmesem?
caps yok bu arada.
0
bioblast diye bi şampuan var. işit ondan kullanıcaksın, bi yan etkisi yok kafa dışında bir yerde kıl çıkarma gibi. benimde saçlarım dökülüyordu, kullanmaya başladım durdu dökülmesi, hatta sertleşti saçlarım, gürleşti bile diyebilirim o derece. 10 numara şampuan. en azından saçları dayanıklı hale getiriyo. 1 senedir kullanıyorum, 2 - 3 günde bir yıkarım saçları, yetiyor. yıkıyorum evde, sürüyorum kafaya, fiyatı da 8.90 bu aralar, bildigin şampuan işte kullanıcan abi, saçından değerlimi.
0
50-100 tel dökülmesi normalmiş. Ama bu cevap diyil sanırım. Şerbetçiotu kozalağı, devetabanı karışımının durdurduğu söyleniyor:
2 kaşık devetabanı yaprakları, 2 kaşık meşe kabuğu, 2 kaşık şerbetçi otu kozalağı, 1 kaşık nane üzerine 2 litre kaynar su ekleyin, üzerini kapatıp 2 saat demlendirin. Saçlarınızı bu karışımla yıkayın ve kendi halinde kurumaya bırakın.
2 kaşık devetabanı yaprakları, 2 kaşık meşe kabuğu, 2 kaşık şerbetçi otu kozalağı, 1 kaşık nane üzerine 2 litre kaynar su ekleyin, üzerini kapatıp 2 saat demlendirin. Saçlarınızı bu karışımla yıkayın ve kendi halinde kurumaya bırakın.
0
kobunder
saygıdeğer romalılar,yapılacakları hatırlatacak, not defteri vb. bir program var mı?örneğin; üç günde bir hatırlamam gereken (ev hayvanlarıyla ilgili) şeyler var...tavsiyeniz var mı?
saygıdeğer romalılar,
yapılacakları hatırlatacak, not defteri vb. bir program var mı?
örneğin; üç günde bir hatırlamam gereken (ev hayvanlarıyla ilgili) şeyler var...
tavsiyeniz var mı?
yapılacakları hatırlatacak, not defteri vb. bir program var mı?
örneğin; üç günde bir hatırlamam gereken (ev hayvanlarıyla ilgili) şeyler var...
tavsiyeniz var mı?
0
telefonda bu tip seçeneklerin olması lazım. bilgisayarda da bu tip programlar var ama açıkçası hiç biri işime yaramamıştı. gereksiz buldum.
teknoloji olmadan da yaparım diyorsan değişik post-it'ler var onları kullan bence.
teknoloji olmadan da yaparım diyorsan değişik post-it'ler var onları kullan bence.
0
ben elime yazarım mesela. ama avcuma değil, dışına yazarım. stabilo'yla yazınca, yıkayınca da geçmiyor, böyle direkt göze çarpıyor.
0
telefonum manik depresif bozukluğa sahip olduğu için bu pek mümkün değil. bu yüzden bilgisayar için bir hatırlatıcı arıyorum zaten.
0
Google calendar'ı kuruyorsunuz, istediğiniz aralıklarla size mesaj gönderiyor.
0
3M Post it lite diye kullandığım ve de çok işime yarayan bir program var.İşine yarayabilir.
download.cnet.com
download.cnet.com
0
daglien
arkadaşlar benim yürüyüşümde biraz anormallik var ve ara sıra buna kafam takılıyor. şimdi durum şöyle; normal bir yürüyüş esnasında fazla sağa-sola yatıyorum. normalde hani birkaç cm yatıyorsunuzya işte ben onu genişten alıyorum. bazı mahalle komşularımız beni eve gelirken sarhoş zannedebiliyorlar b
arkadaşlar benim yürüyüşümde biraz anormallik var ve ara sıra buna kafam takılıyor. şimdi durum şöyle; normal bir yürüyüş esnasında fazla sağa-sola yatıyorum. normalde hani birkaç cm yatıyorsunuzya işte ben onu genişten alıyorum. bazı mahalle komşularımız beni eve gelirken sarhoş zannedebiliyorlar bu durumdan ötürü. acaba bacaklardan birisi kısamı ondanmı böyledir? öyle ise nasıl anlarım bu kısamı uzunmu durumunu ve nasıl düzeltebilirim. yok eğer o yüzden değilse, sizin fikirleriniz varmı? benim bu durumumda olan bugüne kadar 1 kişi daha gördüm o da benim gibi yürüyordu başkada görmedim.
0
ben de çok hoplaya zıplaya yürürdüm, dikkat etmeye başladım, düzeldi.
yani, dikkat edersen düzelir.
yani, dikkat edersen düzelir.
0
black sabahat
Disko Kralı'nda az önce Okan "Çok sevdiğim bir gazetenin sevmediğim bir yazarı bugün, araba almak daha şöyle böyle, motor almak hede hödö gibi bi şey demiş" dedi. Birkaç gazeteyi araştırdım, bulamadım. Kafayı yiyecem. Kim ki bu?
Disko Kralı'nda az önce Okan "Çok sevdiğim bir gazetenin sevmediğim bir yazarı bugün, araba almak daha şöyle böyle, motor almak hede hödö gibi bi şey demiş" dedi.
Birkaç gazeteyi araştırdım, bulamadım. Kafayı yiyecem. Kim ki bu?
Birkaç gazeteyi araştırdım, bulamadım. Kafayı yiyecem. Kim ki bu?
0
artık rahat uyuyabileceğim. çooo...k teşekkür ediyorum :)))
merak edenlere tam metin: hurarsiv.hurriyet.com.tr
merak edenlere tam metin: hurarsiv.hurriyet.com.tr
0
basgiledip
şimdi efenim bende binlerle tarif edilen onay sırasındayım, ve merak ettiğim şu ki ilk on entrymi editlemek değil silmek ve yenilerini yazmak niyetindeyim, bu durum benim onay listesindeki sıramı istenmedik yönde değiştirir mi?
şimdi efenim bende binlerle tarif edilen onay sırasındayım, ve merak ettiğim şu ki ilk on entrymi editlemek değil silmek ve yenilerini yazmak niyetindeyim, bu durum benim onay listesindeki sıramı istenmedik yönde değiştirir mi?
0
tam bilmiyorum ama garanti olsun diye önce o 10 entryi girip eskileri sonra silebilirsin. bu şekilde hiç bir etki olmaz.
nacizane tavsiyem ise, çaylaklık entrylerinde atraksiyona kalkışma hiç. yani bkz verme, akıllı bkz la falan uğraşma, tanımını sol frameden rastgele seçtiğin başlıklara girip "hede hödö dediğim şeydir" şeklinde falan yapma. bunun yerine gerçekten hakkında bilgi sahibi olduğun bişiyler bul ve bunları kendine göre tanımla. çok uzun da olmasın. 1 paragrafı geçmesin mesela en uzun çaylaklık entryin.
nacizane tavsiyem ise, çaylaklık entrylerinde atraksiyona kalkışma hiç. yani bkz verme, akıllı bkz la falan uğraşma, tanımını sol frameden rastgele seçtiğin başlıklara girip "hede hödö dediğim şeydir" şeklinde falan yapma. bunun yerine gerçekten hakkında bilgi sahibi olduğun bişiyler bul ve bunları kendine göre tanımla. çok uzun da olmasın. 1 paragrafı geçmesin mesela en uzun çaylaklık entryin.
0
dunyanin en gereksiz adami
10 enrty'yi gireli 2 yıl oldu. sıra da az kaldı ve bu son olaydan sonra daha da hızlı erir sanırım. yalnız benim bu 10 entry'den beğenmediklerim var ve değiştirmek istiyorum.yapmam gereken önce istediğim entry'leri yazıp sonra istemediklerimi silmem mi yoksa önce silip sonra yazmam mı? hangisi sıram
10 enrty'yi gireli 2 yıl oldu. sıra da az kaldı ve bu son olaydan sonra daha da hızlı erir sanırım. yalnız benim bu 10 entry'den beğenmediklerim var ve değiştirmek istiyorum.
yapmam gereken önce istediğim entry'leri yazıp sonra istemediklerimi silmem mi yoksa önce silip sonra yazmam mı? hangisi sıramı etkilemez?
bence önce istediklerimi girip sonra diğerlerini silmeliyim fakat insan emin olamıyor.
yapmam gereken önce istediğim entry'leri yazıp sonra istemediklerimi silmem mi yoksa önce silip sonra yazmam mı? hangisi sıramı etkilemez?
bence önce istediklerimi girip sonra diğerlerini silmeliyim fakat insan emin olamıyor.
0
zaten on entryden sonra isteseniz de yazamıyorsunuz. fakat silip farklı bir entry yazmak sırayı etkiler mi bilmiyorum.
0
10 entry girmişsiniz zaten daha fazla girmeniz mümkün değil diyor.
0
demre
lanetli bir çaylak entry'lerini değiştirmesi gereken sürede mevcut entry'lerini silip yerine başka entry girebilir mi? yoksa yapması gereken düzeltmeyi zaten yazmış olduğu entry'lerde mi yapmak zorundadır?yani eskileri silip, onların yerine başka başlıklara yeni entryler eklebilir miyim?
lanetli bir çaylak entry'lerini değiştirmesi gereken sürede mevcut entry'lerini silip yerine başka entry girebilir mi? yoksa yapması gereken düzeltmeyi zaten yazmış olduğu entry'lerde mi yapmak zorundadır?
yani eskileri silip, onların yerine başka başlıklara yeni entryler eklebilir miyim?
yani eskileri silip, onların yerine başka başlıklara yeni entryler eklebilir miyim?
0
meyman
yeni bir hat aldım turkcell. otomatikmen turkcell'e baglan hayatanın soundtrack'ini yuklemişler galiba o sıkıcı reklamın. jingle mı yoksa adı? neyse. bu dertten nasıl kurtulunur sozluk ahalisi?
yeni bir hat aldım turkcell. otomatikmen turkcell'e baglan hayatanın soundtrack'ini yuklemişler galiba o sıkıcı reklamın. jingle mı yoksa adı? neyse. bu dertten nasıl kurtulunur sozluk ahalisi?
0
hacı
bu uğurda klasik müziğe gönül vereyim dedim. nereden başlamalıyım. Mozart, Beethoven, Bach bunlar baba adamlar biliyoruz ama bi yol göstereniniz var mıdır?
bu uğurda klasik müziğe gönül vereyim dedim. nereden başlamalıyım. Mozart, Beethoven, Bach bunlar baba adamlar biliyoruz ama bi yol göstereniniz var mıdır?
0
(git: 157747) burada gayet güzel eserler önerdik ama pek pas vermedi duyuru sahibi. :)
0
kalsik müzikte de dönemler vardır. barok dönem yok klasik dönem yok bilmem ne dönem. dinlerken de bunları bilerek dinlemeni tavsiye ederim.
mesela baroktan vivaldi - four seasons ve pachelbell - canon in c minor u şiddetle tavsiye ederim. handel va bach ın bir çok eserini de tavsiye ederim.
mesela baroktan vivaldi - four seasons ve pachelbell - canon in c minor u şiddetle tavsiye ederim. handel va bach ın bir çok eserini de tavsiye ederim.
0
Genel olarak ne tarz müzik seviyorsun? Ona göre başlayacağın şeyi önerelim ama di mi.
Öyle zart diye mozart denmez ama di mi :P
Öyle zart diye mozart denmez ama di mi :P
0
iss
bu aralar buna ihtiyaçım var.tavsiye lütfen.kime göre neye göre deme isim ver.
bu aralar buna ihtiyaçım var.
tavsiye lütfen.
kime göre neye göre deme isim ver.
tavsiye lütfen.
kime göre neye göre deme isim ver.
0
rollo may - yaratma cesareti
osho, dalai lama'nın herhangi bir kitabı...
bahçe
amak-ı hayal
bunlar da sonradan anımsadıklarım...
osho, dalai lama'nın herhangi bir kitabı...
bahçe
amak-ı hayal
bunlar da sonradan anımsadıklarım...
0
okumuşsunuzdur mutlaka ama söylemeden geçemicem, küçük prens. onlarca kez okumuşumdur yine de bıkmam ve bir çocuk kitabından ziyade felsefi bir bakış açısıyla okuyun. :)
bir de bunu da okumuşsunuzdır, da nivci şifresi'nden aşırı etkilenmiştim ben. :D
bir de bunu da okumuşsunuzdır, da nivci şifresi'nden aşırı etkilenmiştim ben. :D
0
Çok ciddiyim, benim hayatımı şu kitap değiştirdi:
Ordinary Differential Equations, Edward L. Ince
Hararetle tavsiye ederim.
Ordinary Differential Equations, Edward L. Ince
Hararetle tavsiye ederim.
0
benim için mesela bir simyacı %2 oranında bile yaşatmamışsa bunu, bir foucault sarkacı büyük ölçüde yaşatmıştır o dediğinizi...
0
irvin yalom- varoluşçu psikoterapi
alex haley- roots
gabriel garcia marquez- yüzyıllık yalnızlık
alex haley- roots
gabriel garcia marquez- yüzyıllık yalnızlık
0
1) Bugünü Yaşama Arzusu(Schopenhauer Tedavisi)- irvin yalom www.idefix.com
2) veronika ölmek istiyor- paulo coelho www.idefix.com
3) Seneca- Ahlaki Mektuplar
not: küçük prens i herkes her daim okumalı.
2) veronika ölmek istiyor- paulo coelho www.idefix.com
3) Seneca- Ahlaki Mektuplar
not: küçük prens i herkes her daim okumalı.
0
Dienarın vitrininde "Mutluluk Ağacı" mıydı neydi, öyle bi kitap var. Turkuaz renkli, epey şenlikli bir kapağı var. Onun arkasında dediğin gibi iddialarda bulunuyor.
0
alan bir:
insan nasıl insan oldu
tüfek mikrap çelik
insan olmak
alan iki:
şarkiyatçılık edward said
modernleşme, kemalizm ve demokrasi levent köker
türk dış politikası
alan üç:
amat i.o.anar
saatleri ayarlama enstitüsü a.h. tanpınar
bir ölüm bağışlamak m. yourcenar
alan dört
yaratma cesareti +1
sorgulayan denemeler bertrand russel
ölümcül kimlikler amin maalouf
insan nasıl insan oldu
tüfek mikrap çelik
insan olmak
alan iki:
şarkiyatçılık edward said
modernleşme, kemalizm ve demokrasi levent köker
türk dış politikası
alan üç:
amat i.o.anar
saatleri ayarlama enstitüsü a.h. tanpınar
bir ölüm bağışlamak m. yourcenar
alan dört
yaratma cesareti +1
sorgulayan denemeler bertrand russel
ölümcül kimlikler amin maalouf
0
hayatımı değiştirdi diyemem ama kendime ve diğer insanlara bakış açımı etkiledi, Chuck palahniuk - dövüş klubu
0
robin crusoe
sevgilim hamster yemi almıştı büyük bir paket, bizde kaldı, unuttuk bir iki aydır duruyor öyle. hamster geçen hafta sizlere ömür, yem kaldı elimde. kuşlar falan yer mi bunu bahçeye serpsem? ya da ne bileyim napayım bunu. son derece işe yaramaz gibi duruyor ama kıyamadım koca paketi atmaya.
sevgilim hamster yemi almıştı büyük bir paket, bizde kaldı, unuttuk bir iki aydır duruyor öyle. hamster geçen hafta sizlere ömür, yem kaldı elimde.
kuşlar falan yer mi bunu bahçeye serpsem? ya da ne bileyim napayım bunu. son derece işe yaramaz gibi duruyor ama kıyamadım koca paketi atmaya.
kuşlar falan yer mi bunu bahçeye serpsem? ya da ne bileyim napayım bunu. son derece işe yaramaz gibi duruyor ama kıyamadım koca paketi atmaya.
0
ölen hamsterın yerine her an yeni bir tane gelebilir, bence hemen atmayın. :)
0
yok ya öyle pek eşya gibi bakmıyoruz, 3 yaşındaydı zaten rahmetli, ortalama ömrünü tamamladı göçtü gitti. çok uzun bir süre yenisi gelmez yerine.
0
mojosnik
paganların bir derneği, kuruluşu, ülkesi, gezegeni var mı? yoksa kalmadı mı şu dünyada pagan?
paganların bir derneği, kuruluşu, ülkesi, gezegeni var mı? yoksa kalmadı mı şu dünyada pagan?
0
Rochefort
Selamlar,Yumurtalıklarımda arada sivilce benzeri şişmeler meydana geliyor. Bunlar genelde ağrısız oluyor. Sonra kendiliğinden geçiyor. Bugüne kadar yumurtalıklarda farklı farklı yerlerde meydana geldiler.Sizce bir an evvel doktora görünmeliyi miyim, yoksa gerçekten sivilce midir bunlar? Hafif kilolu
Selamlar,
Yumurtalıklarımda arada sivilce benzeri şişmeler meydana geliyor. Bunlar genelde ağrısız oluyor. Sonra kendiliğinden geçiyor. Bugüne kadar yumurtalıklarda farklı farklı yerlerde meydana geldiler.
Sizce bir an evvel doktora görünmeliyi miyim, yoksa gerçekten sivilce midir bunlar? Hafif kilolu biriyim, belki sürtünmeden falan da kaynaklıdır diye düşündüm ama bilmiyorum doğrusunu.
Yardım edebilecek varsa sevinirim.
Yumurtalıklarımda arada sivilce benzeri şişmeler meydana geliyor. Bunlar genelde ağrısız oluyor. Sonra kendiliğinden geçiyor. Bugüne kadar yumurtalıklarda farklı farklı yerlerde meydana geldiler.
Sizce bir an evvel doktora görünmeliyi miyim, yoksa gerçekten sivilce midir bunlar? Hafif kilolu biriyim, belki sürtünmeden falan da kaynaklıdır diye düşündüm ama bilmiyorum doğrusunu.
Yardım edebilecek varsa sevinirim.
0
bence her ihtimale karşı doktora gidin. giderseniz ya gereken önlemler alınır ya da içiniz ferahlar. :)
0
ben ürologa gitmiştim ama o dermatologa yolladı. doktorun verdiği ilaçları sürmezsen sayıları bi anda artıyo. tahlillerinde bişey çıkmazsa sebebini tahrişe bağlıcak büyük ihtimalle.
0
offday
Selamlar , ben mi bulamadım bilmiyorum ama arkadaşımın duvarına direk youtube'dan bir video paylaşamıyor muyum?Video kısmında kamera istiyor bağlantı kısmında videonun linkini versem olmur mu?Teşekkür ederim.
Selamlar , ben mi bulamadım bilmiyorum ama arkadaşımın duvarına direk youtube'dan bir video paylaşamıyor muyum?Video kısmında kamera istiyor bağlantı kısmında videonun linkini versem olmur mu?Teşekkür ederim.
0
Peki arkadaşımın duvarında link şeklindemi gözükecek yoksa video şeklindemi acaba?
0
direk video olarak da koyanlar var. bir kaç kez ben de gördüm lakin nasıl yaptıklarını anlamadı. hani yapanlar da bilgisayardan falan anlayan tipler değil.
özet: öyle birşey var ama ben de bilmiyorum nasıl yapıldığını.
özet: öyle birşey var ama ben de bilmiyorum nasıl yapıldığını.
0
youtube'da video ya alttaki share butonundan facebook'u seçtikten sonra o yazı yazabildiğiniz kısma @ diyip arkadaşınızın ismini girince oluyordu galiba
0
sosyalfobik123
Çekingenlik, Utangaçlık, Özgüven Eksikliği, Asosyallik, Sosyal Fobi vb. her tür illet mevcut bende. Size hayatımdan bahsetmek istiyorum. Ne kadar zavallı ve kendim için utanç verici bir hayatımolduğundan bahsedicem izninizle. Her şey tam olarak ne zaman başladı bilmiyorum ama lise de farkına vardım
Çekingenlik, Utangaçlık, Özgüven Eksikliği, Asosyallik, Sosyal Fobi vb. her tür illet mevcut bende. Size hayatımdan bahsetmek istiyorum. Ne kadar zavallı ve kendim için utanç verici bir hayatım
olduğundan bahsedicem izninizle. Her şey tam olarak ne zaman başladı bilmiyorum ama lise de farkına vardım ben bu pisliğin. Lise1 de mahalledeki düz liseye gittim daha önceden de aynı mahalledeki ilkokulda
8 sene okuduğumdan lisedeki arkadaşlarımın %80 i zaten tanıdıktı. Ve o zamana kadar hep fazla kendine güvenen sınıfın ve okulun neşe kaynığı (ciddiyim, ve o günleri hatırladıkça hep
ağlamaklı oluyorum ya da ciddi ciddi ağlıyorum) arkadaşları tarafından hep sevilen sayılan dersleri bile gayet başarılı yani bildiğin herkesin kıskanabileceği fazla fazla sosyal ve eğlenceli biriydim.
Sonra lise2 ise okul değişikliği denen bir kabus çıktı karşıma. Çocukluğumdan beri yaşadığım yerden insanlardan koptum. taşındık. daha sonra taşındığımız
yerin baya bi uzağındaki bir liseye başladım. İşte ondan sonra benim için hayat yaşanmaz bir hale dönüşmeye başladı yavaş yavaş ve acı acı. İnanın okula başladığım ilk günleri falan doğru düzgün hatırlamıyorum
bile ve okuldan hiç arkadaşım olmadı hiç gerçekten hiç :( Hep sessiz sakin suskun ve kendi içine kapanık olarak geçirdim 3 senemi. Neden böle yaptım bende bilmiyorum. Sadece o sınıfa her girdiğimde
elimin ayağımın titreyecek gibi olduğunu herkesin bana garip garip baktığını falan hissediyordum. Ben sonradan gelen biri olduğumdan beni arkadaş gruplarına almayacakalrını falan mı hissettiğimden bilmiyorum
ama ben onlarla tanışmaya kalkışmadıkça onlarda benle tanışmaya yanaşmadılar hiç( normalde eli yüzü düzgün hatta gayet yakışıklı sayılabilecek bir gencim görüntümde flanda bi sorun yok ) Ama işte ilk bi
hafta öyle geçti kimse benle konuşmadı bende bu durumda daha çok kendimi garipsedim falan okula gittim sıramda oturdum ve derslerin bitmesini bekledim hep. Sonra da nedense hiç çaba göstermedim bu lanet
halimden kurtulmak için. 3 sene boyunca hep bu halimden kaçmaya çalıştım. Ve işin ilginci benim bu halimden ailem dahil - o okuldakiler hariç- kimsenin haberi bile olmadı. Zaten annem babam çok meraklı
değildi okula hiç gitmezlerdi veli toplantılarına falan katılmazlardı. Bu durumdan da onların haberi olmasını istemedim hep sakladım. Derslerim falan da hep iyiydi zaten konuşcak kimse olmadı mı haliyle dersi dinliyorsun çünkü.
Neyse ne. son sene biraz bana yanaşan ki onlar da kopya içindi biliyorum benden istifade etmek için benimle samimi olmasada arkadaşlık kuran bi kaç kişi oldu ama şimdi onlar beni görseler adımı bile hatırlamazlar
eminim. üç dört kere fln kriz gibi bşi geçirdim ki zaten onlarda artık önemli değildi çünkü o sınıftaki kimseyi önemsemiyordum artık lise bittikten sonra da hepsini o tüm kötü anılarımla birlikte
unutmak istiyeceğimi biliyordum. Lise bitti ben össden fln da gayet iyi bir puan yapmıştım. Tıp bile kazanıyordum evet. Ama o psikolojiyle üniversiteye adım atabilecek hal mi vardı bende. Üniversite benim için
kabus gibi bir şeydi o zamanlar. Sınıfımdaki nerdeyse herkes kazanıp bi yerlere gitti ben bi şekilde ailemi kandırıp tercih bile yapmadım. Hatta delicesine gelicek belki ama o sınıftaki herkesin nereleri kazandğını
öğrenip bi köşeye yazdım ki bi üniversiteye gidersemde asla onlardan birine gitmemeliydim. Çünkü o insanlardan hiçbirinin yüzüne bakıcak halim yoktu ve artık geçmişi hatırlamak gibi bi niyetim de yoktu.
Neyse daha sonra eski(lise1) okul arkadaşlarımdan kazanamayan bir kaç kişinin de olduğu bi dersaneye gittim. İlk defa dersaneye gidiyordum ve o yüzden aynı gerginliği falan o zamanlar da hissettim ama asla
bunu o dostlarıma yansıtmak istemedim bi şekilde zorda olsa kendime hakim oldum zaten tanıdığım arkadaşlarımın olması ortama adapte olmamı sağlamıştı. Biraz olsun eski zamanları yaşabilmiştim sanki. Bir süreliğine
mutluydum ve istisnai durumlar hariç hastalığımı yendiğimi düşünmek istiyordum hep. Ama öyle olmadı bu mutluluk bana pek yaramadı anlaşılan. Eski puanımı bile yakalayamadım tıp kazanan ben şimdi ordan
çok uzağım. Neyse zaten bunun önemi yok sistem değiştiği için falan ailem de pek bşi anlamadı bende çaktırmıyorum. Zaten zaman içine ailemle de daha az konuşmaya flan başladım nedense. Biraz da onların
suçu aslında genelde hep ilgisiz bi ebeveyndiler. Asla onları suçlamadım ben zaten şükrediyorum hep annem ve babam için. O değilde işte şimdi tercih zamanı da geldi çattı bu sene de bi mazeret bulup üni.ye
gitmekten yırtamam aslında bende bunu istemiyorum. Üniversiteye gitmek özellikle de sehir dışında kimsenin benim geçmişimi bilmediği bi yerde yeni bi hayata başlamak istiyorum. Ama gel gör ki ben üniversite
kapısından bile korkuyorum resmen. Hem bu lise gibi dersane gibi bir şey de değil ki böyle hem çok kalabalık hem çok kompleks geliyor bana oradaki yaşam. Ben resmen üniversiteye gitmekten korkuyorum.
Yine o geçmişteki ben gibi kriz falan geçiricem diye korkuyorum. Yeni insanlarla tanışmak falan beni gerçekten çok geriyor. rahat olamıycağımı biliyorum. Ondan sonra da yine eskisi gibi asosyal bir zavallı olup
çıkıcağımı düşünüyorum. Ben ne yaparım ki orda hem de tek başıma yol yordam blmeden. inanın bana şuan hayatı hiç yaşamamış bir çocuk gibiyim. Sevgili denen şey nedir hiç bilmedim mesela sevgiliyi bırak ben
son 4 senedir bir kızla bile konuştuğumu hatırlamıyorum. hiç kız arkadaşım yani arkadaş olarak arkadaşım olmadı. Eskiden vardı evet ama onlarla da koptuk sonradan dediğim gibi. Dersane olarakta Fem e
gittiğimi düşünürseniz. Yani böyle bildiğin sosyalleşmek isteyen aslında gayet eğlenceli biriyimdir de ama işte yılların içime işlediği asosyallik utangaçlık falan buna izin vermiyor. Ben 20 yaşıma geldim
bi otobüse binerken bile akpili o alete basarken kızaran biriyim ya. Eve bi akraba geldiğinde hoşgeldiniz derken bile kekeleyecek gibi olan bi insan olmuşum artık.
Okulda falan adım söylendiğinde -ki ya yoklama için ya da sınav notun için söyleniyordur- bile kalbim güm güm atar milletin bana baktığını düşünmek beni ölümden beter korkuturdu :( Ve hep herkesin benim bu halimi anlayacak
olmasından korkuyorum hep bi şeklde sakladım insanlar utangaç olduğumu falan yüzüme karşı söyleyenler olsa bile utangaç değilmişim gibi davranmaya devam ettim nasıl bir saçmalıksa bu. Utangaç
olduğumun bilinmesinden utanır oldum. Sosyal fobi midir nedir bilmiyorum. Ama sosyal kelimesi bile korkutuyor beni. lisede hoca yoklamada ismimi söylerken bile "burdayım" dedikten sonra etrafa bakıp
acaba şimdi bana gülüyorlar mı diye düşünürdüm hep. Şimdi ben ne yapıpta üniversiteye giderim hangi üniversiteye giderim hangi bölümü okurum nasıl arkadaş edinirim ki? tedavi falan ol demeyin bana
doktora ya da herhangi birine bunları yüz yüzeyken söyleyebilecek cesaretim var mı sanıyorsunuz :( Yok. Alkol sigara flan filan da kullanmam ve her zaman nefret ettiğim şeylerdir ama ne biliyim içimdeki şeytan
en azından bir arkadaş cevresi edinmek için iç o meretleri bile diyor. Üniversiteye giden çoğu kişinin bunları kullandığını kullanmassam onların beni dışlayacaklarını falan düşünüyorum. ben deliriyorum yardım edin ya:(
Yeniden asosyal bir hayat yaşamak istemiyorum ama öbür türlü nasıl ne yapıcağamı flanda hiç bilmiyorum. Ben çok zavallı hissediyorum kendimi ve ancak bunları böyle takma bir nickin altından anlatmaya gücüm yetiyor...
olduğundan bahsedicem izninizle. Her şey tam olarak ne zaman başladı bilmiyorum ama lise de farkına vardım ben bu pisliğin. Lise1 de mahalledeki düz liseye gittim daha önceden de aynı mahalledeki ilkokulda
8 sene okuduğumdan lisedeki arkadaşlarımın %80 i zaten tanıdıktı. Ve o zamana kadar hep fazla kendine güvenen sınıfın ve okulun neşe kaynığı (ciddiyim, ve o günleri hatırladıkça hep
ağlamaklı oluyorum ya da ciddi ciddi ağlıyorum) arkadaşları tarafından hep sevilen sayılan dersleri bile gayet başarılı yani bildiğin herkesin kıskanabileceği fazla fazla sosyal ve eğlenceli biriydim.
Sonra lise2 ise okul değişikliği denen bir kabus çıktı karşıma. Çocukluğumdan beri yaşadığım yerden insanlardan koptum. taşındık. daha sonra taşındığımız
yerin baya bi uzağındaki bir liseye başladım. İşte ondan sonra benim için hayat yaşanmaz bir hale dönüşmeye başladı yavaş yavaş ve acı acı. İnanın okula başladığım ilk günleri falan doğru düzgün hatırlamıyorum
bile ve okuldan hiç arkadaşım olmadı hiç gerçekten hiç :( Hep sessiz sakin suskun ve kendi içine kapanık olarak geçirdim 3 senemi. Neden böle yaptım bende bilmiyorum. Sadece o sınıfa her girdiğimde
elimin ayağımın titreyecek gibi olduğunu herkesin bana garip garip baktığını falan hissediyordum. Ben sonradan gelen biri olduğumdan beni arkadaş gruplarına almayacakalrını falan mı hissettiğimden bilmiyorum
ama ben onlarla tanışmaya kalkışmadıkça onlarda benle tanışmaya yanaşmadılar hiç( normalde eli yüzü düzgün hatta gayet yakışıklı sayılabilecek bir gencim görüntümde flanda bi sorun yok ) Ama işte ilk bi
hafta öyle geçti kimse benle konuşmadı bende bu durumda daha çok kendimi garipsedim falan okula gittim sıramda oturdum ve derslerin bitmesini bekledim hep. Sonra da nedense hiç çaba göstermedim bu lanet
halimden kurtulmak için. 3 sene boyunca hep bu halimden kaçmaya çalıştım. Ve işin ilginci benim bu halimden ailem dahil - o okuldakiler hariç- kimsenin haberi bile olmadı. Zaten annem babam çok meraklı
değildi okula hiç gitmezlerdi veli toplantılarına falan katılmazlardı. Bu durumdan da onların haberi olmasını istemedim hep sakladım. Derslerim falan da hep iyiydi zaten konuşcak kimse olmadı mı haliyle dersi dinliyorsun çünkü.
Neyse ne. son sene biraz bana yanaşan ki onlar da kopya içindi biliyorum benden istifade etmek için benimle samimi olmasada arkadaşlık kuran bi kaç kişi oldu ama şimdi onlar beni görseler adımı bile hatırlamazlar
eminim. üç dört kere fln kriz gibi bşi geçirdim ki zaten onlarda artık önemli değildi çünkü o sınıftaki kimseyi önemsemiyordum artık lise bittikten sonra da hepsini o tüm kötü anılarımla birlikte
unutmak istiyeceğimi biliyordum. Lise bitti ben össden fln da gayet iyi bir puan yapmıştım. Tıp bile kazanıyordum evet. Ama o psikolojiyle üniversiteye adım atabilecek hal mi vardı bende. Üniversite benim için
kabus gibi bir şeydi o zamanlar. Sınıfımdaki nerdeyse herkes kazanıp bi yerlere gitti ben bi şekilde ailemi kandırıp tercih bile yapmadım. Hatta delicesine gelicek belki ama o sınıftaki herkesin nereleri kazandğını
öğrenip bi köşeye yazdım ki bi üniversiteye gidersemde asla onlardan birine gitmemeliydim. Çünkü o insanlardan hiçbirinin yüzüne bakıcak halim yoktu ve artık geçmişi hatırlamak gibi bi niyetim de yoktu.
Neyse daha sonra eski(lise1) okul arkadaşlarımdan kazanamayan bir kaç kişinin de olduğu bi dersaneye gittim. İlk defa dersaneye gidiyordum ve o yüzden aynı gerginliği falan o zamanlar da hissettim ama asla
bunu o dostlarıma yansıtmak istemedim bi şekilde zorda olsa kendime hakim oldum zaten tanıdığım arkadaşlarımın olması ortama adapte olmamı sağlamıştı. Biraz olsun eski zamanları yaşabilmiştim sanki. Bir süreliğine
mutluydum ve istisnai durumlar hariç hastalığımı yendiğimi düşünmek istiyordum hep. Ama öyle olmadı bu mutluluk bana pek yaramadı anlaşılan. Eski puanımı bile yakalayamadım tıp kazanan ben şimdi ordan
çok uzağım. Neyse zaten bunun önemi yok sistem değiştiği için falan ailem de pek bşi anlamadı bende çaktırmıyorum. Zaten zaman içine ailemle de daha az konuşmaya flan başladım nedense. Biraz da onların
suçu aslında genelde hep ilgisiz bi ebeveyndiler. Asla onları suçlamadım ben zaten şükrediyorum hep annem ve babam için. O değilde işte şimdi tercih zamanı da geldi çattı bu sene de bi mazeret bulup üni.ye
gitmekten yırtamam aslında bende bunu istemiyorum. Üniversiteye gitmek özellikle de sehir dışında kimsenin benim geçmişimi bilmediği bi yerde yeni bi hayata başlamak istiyorum. Ama gel gör ki ben üniversite
kapısından bile korkuyorum resmen. Hem bu lise gibi dersane gibi bir şey de değil ki böyle hem çok kalabalık hem çok kompleks geliyor bana oradaki yaşam. Ben resmen üniversiteye gitmekten korkuyorum.
Yine o geçmişteki ben gibi kriz falan geçiricem diye korkuyorum. Yeni insanlarla tanışmak falan beni gerçekten çok geriyor. rahat olamıycağımı biliyorum. Ondan sonra da yine eskisi gibi asosyal bir zavallı olup
çıkıcağımı düşünüyorum. Ben ne yaparım ki orda hem de tek başıma yol yordam blmeden. inanın bana şuan hayatı hiç yaşamamış bir çocuk gibiyim. Sevgili denen şey nedir hiç bilmedim mesela sevgiliyi bırak ben
son 4 senedir bir kızla bile konuştuğumu hatırlamıyorum. hiç kız arkadaşım yani arkadaş olarak arkadaşım olmadı. Eskiden vardı evet ama onlarla da koptuk sonradan dediğim gibi. Dersane olarakta Fem e
gittiğimi düşünürseniz. Yani böyle bildiğin sosyalleşmek isteyen aslında gayet eğlenceli biriyimdir de ama işte yılların içime işlediği asosyallik utangaçlık falan buna izin vermiyor. Ben 20 yaşıma geldim
bi otobüse binerken bile akpili o alete basarken kızaran biriyim ya. Eve bi akraba geldiğinde hoşgeldiniz derken bile kekeleyecek gibi olan bi insan olmuşum artık.
Okulda falan adım söylendiğinde -ki ya yoklama için ya da sınav notun için söyleniyordur- bile kalbim güm güm atar milletin bana baktığını düşünmek beni ölümden beter korkuturdu :( Ve hep herkesin benim bu halimi anlayacak
olmasından korkuyorum hep bi şeklde sakladım insanlar utangaç olduğumu falan yüzüme karşı söyleyenler olsa bile utangaç değilmişim gibi davranmaya devam ettim nasıl bir saçmalıksa bu. Utangaç
olduğumun bilinmesinden utanır oldum. Sosyal fobi midir nedir bilmiyorum. Ama sosyal kelimesi bile korkutuyor beni. lisede hoca yoklamada ismimi söylerken bile "burdayım" dedikten sonra etrafa bakıp
acaba şimdi bana gülüyorlar mı diye düşünürdüm hep. Şimdi ben ne yapıpta üniversiteye giderim hangi üniversiteye giderim hangi bölümü okurum nasıl arkadaş edinirim ki? tedavi falan ol demeyin bana
doktora ya da herhangi birine bunları yüz yüzeyken söyleyebilecek cesaretim var mı sanıyorsunuz :( Yok. Alkol sigara flan filan da kullanmam ve her zaman nefret ettiğim şeylerdir ama ne biliyim içimdeki şeytan
en azından bir arkadaş cevresi edinmek için iç o meretleri bile diyor. Üniversiteye giden çoğu kişinin bunları kullandığını kullanmassam onların beni dışlayacaklarını falan düşünüyorum. ben deliriyorum yardım edin ya:(
Yeniden asosyal bir hayat yaşamak istemiyorum ama öbür türlü nasıl ne yapıcağamı flanda hiç bilmiyorum. Ben çok zavallı hissediyorum kendimi ve ancak bunları böyle takma bir nickin altından anlatmaya gücüm yetiyor...
0
1- arkadaş grubu edinmek için falan sigaraya alkole gerek yok katiyen başlama. alkol alabilirsin tabii de alkolik olma.
2- üniversiteye kesin git, üniversitede sosyalleşemezsin hiçbir yerde sosyalleşemezsin.
dediğin gibi şehir dışında olursa belki özgürlüğüne kavulabilirsin, kendi ayakların üzerinde durabildiğinin farkına varabilirsin.
3- asosyallik, zavallılık falan değildir, bence tercihtir. çoğu kişi sosyal diye senin de sosyal olman gerekmez, kendin nasıl istiyorsan o şekilde mutlunsundur zaten. asosyal olup olmamak bazen senin elinde olmayabilir. bu yüzden de asosyalliliğine kendi tercihinmiş gibi bak. insanlar saygı duyar, duymaz, küçümser o onların sorunu. ne yani geceleri gezmeyi, sinemaya gitmeyi, futbol maçlarına gitmeyi sevmeyebilirsin, bundan doğal ne var.
2- üniversiteye kesin git, üniversitede sosyalleşemezsin hiçbir yerde sosyalleşemezsin.
dediğin gibi şehir dışında olursa belki özgürlüğüne kavulabilirsin, kendi ayakların üzerinde durabildiğinin farkına varabilirsin.
3- asosyallik, zavallılık falan değildir, bence tercihtir. çoğu kişi sosyal diye senin de sosyal olman gerekmez, kendin nasıl istiyorsan o şekilde mutlunsundur zaten. asosyal olup olmamak bazen senin elinde olmayabilir. bu yüzden de asosyalliliğine kendi tercihinmiş gibi bak. insanlar saygı duyar, duymaz, küçümser o onların sorunu. ne yani geceleri gezmeyi, sinemaya gitmeyi, futbol maçlarına gitmeyi sevmeyebilirsin, bundan doğal ne var.
0
asosyallik yanlış oluyor galiba benim için sosyal fobi diyelim ona. ayrıca ben kendim tercih etmiyorum sosyal biri olmak isterdim ama işte böyle biri olup çıktım :/
0
bence kendine karşı fazla önyargılısın. bu önyargıyı kırmak da senin elinde. tabii ki de yeni bir çevre, yeni bir ortam zordur, yılların alışkanlıklarını bırakman gerekir. ama geçmişe bağlı kalıp da ileriye bakamazsın ki. kesinlikle ama kesinlikle üniversiteye gitmeni öneriyorum. lise hayatını da aklından çıkarmaya bak. üniversite tamamen bambaşka bi şey. hayatın en eğlenceli dönemleri bence. orada kendine göre dostlar bulabilirsin. kimse de sana, "aaa bak lise hayatı nasılmııış ondan uzak duralııım :O:O" gibisinden yaklaşmaz zaten.
lise hayatın kötü geçmiş olabilir ama sadece 3 yıla bakarak da tüm hayatını yönlendiremezsin ya... kendine güvenmelisin bence. yeni tanıştığın birinin önyargılı olacağını sanmıyorum. olay sende bitiyor. :)
lise hayatın kötü geçmiş olabilir ama sadece 3 yıla bakarak da tüm hayatını yönlendiremezsin ya... kendine güvenmelisin bence. yeni tanıştığın birinin önyargılı olacağını sanmıyorum. olay sende bitiyor. :)
0
etipufkakaolu, işte gerçekten doktora gidebileceğimi hiç sanmıyorum. Yaşadığım en büyük kaygı üniversiteye illa ki gidicem aileme artık söz verdim bu sene gidicem diye çünkü ama orada kendimi nasıl normal bir insan gibi hisssedeceğimi düşünüorum hep. O liseye başladığımdaki gibi hiç arkadaşım olmamasından korkuyorum yine. İnsanlarla arkadaş olmak en çokta o üniversite denen koskaca yerde başka bi şehirde ne yapıcağımı hani ne biliyim başıma bşi gelse ne yapacağımı bilememekten korkuyorum ben. Üniversite nasıl bir yerdir ki ben orada normal görüneyim insanlara uyum sağlayabilyim. Hiç bilmiyorum ve etrafımda böyle muhabbet edebileceğim insanlarda yok.
@devils trill; 3 yıla bakarak hayatımı yönlendiremem haklısın da o 3 yıl öyle bi içime işlemiş ki kolay kolay unutamıyorum. artık kronikleşmiş gibi geliyor bana.
@devils trill; 3 yıla bakarak hayatımı yönlendiremem haklısın da o 3 yıl öyle bi içime işlemiş ki kolay kolay unutamıyorum. artık kronikleşmiş gibi geliyor bana.
0
okudum uzunlugundan ziyada paragraflara böünmemesi yordu beni.aha aynı ben dedim kendime.ben de lise 2 de okul degiştirdim ve gittiğim okuldakileri statü olarak kendimden yüksekte gördüğüm için (ergen salaklıgı işte) böyle problemler yaşadım.kendimi düzeltmem zaman aldı.sadece yaptıgım işe odaklanmaya calıştım, kimseyi takmamaya çalıştım.grupların içinde mal olmaktansa tek başıma kendi özgürlüğümü yaşadım.
bence sorununuz şurda: eziklik hissi var. hep başka insanlar nasıl düşünür diye hareket ediyorsunuz.belki de lise 2 ye gittiginiz okuldan kaynaklı bişidir.
çözüm olarak derim ki sadece kendinize odaklanın.'kendinizi bulmaya çalışın.ben bunu yapsam onlar ne tepki verir'den çok 'kendim bunu istiyor muyum,yapabilir miyim'lere odaklanın.
dışlanmaktan korkmayın.kendiniz olursanız eminim peşinizden gelen kişiler cıkacaktır.onlar hep var.onlardan biri olmayın.
bir şey sormak istiyorum: fiziksel olarak nasıl tepki veriyorsunuz "acaba gülerler mi, beni dışlarlar mı" modundayken?
bence sorununuz şurda: eziklik hissi var. hep başka insanlar nasıl düşünür diye hareket ediyorsunuz.belki de lise 2 ye gittiginiz okuldan kaynaklı bişidir.
çözüm olarak derim ki sadece kendinize odaklanın.'kendinizi bulmaya çalışın.ben bunu yapsam onlar ne tepki verir'den çok 'kendim bunu istiyor muyum,yapabilir miyim'lere odaklanın.
dışlanmaktan korkmayın.kendiniz olursanız eminim peşinizden gelen kişiler cıkacaktır.onlar hep var.onlardan biri olmayın.
bir şey sormak istiyorum: fiziksel olarak nasıl tepki veriyorsunuz "acaba gülerler mi, beni dışlarlar mı" modundayken?
0
etipufkakaolu'ya katılıyorum. üniversitede herkes senin gibi sıfırdan başlıyor. üniversitede herkese göre birileri vardır. orada eminim ki güzel dostlar edineceksin. bence her şey zihinde bitiyor ve önce senin bu önyargıyı kaldırman gerekiyor. kendine haksızlık yapıyorsun bence. :)
0
Tıpa girebilcek kadar puan almışsın ve tercih yapmamışsın. Gerçekten enteresan. Büyük hata yapmışsın ama olan olmuş artık.
Mutlaka üniversiteye girmeye bak. Her türden insan var. Mutlaka anlaşabileceğin birileri olacaktır. Ortaokulda Türkçe öğretmenimiz şöyle derdi: "Üniversitede herkes kendi kafa yapısına uyan adamla dolaşır, herkes kendi düşüncesine yakın adamı bulur. Shakespeare hakkında konuşup tartışanlar da var, Fenerbahçe hakkında bütün gün konuşanlar da var." Bu gerçekten böyle.
Mutlaka üniversiteye girmeye bak. Her türden insan var. Mutlaka anlaşabileceğin birileri olacaktır. Ortaokulda Türkçe öğretmenimiz şöyle derdi: "Üniversitede herkes kendi kafa yapısına uyan adamla dolaşır, herkes kendi düşüncesine yakın adamı bulur. Shakespeare hakkında konuşup tartışanlar da var, Fenerbahçe hakkında bütün gün konuşanlar da var." Bu gerçekten böyle.
0
@voodoo007, öyle bir durum olduğunda kalbim aşırı hızla çarpıyor el titremesi yüz kızarması ateş basması falan da olur genelde. Boynum kaskatı kesilir her zaman aşırı olmaz ama biraz olmaya başladığını hissedince de kendimi durduramıyorum işte. nefes bile zor alacak hale geliyorum bazen.
bir de işte dediğim gibi beni tasalandıran nasıl bir ortamla karşılaşacağımı bilmemek ve orda yeni insanlarla tanışmak fln benim halimdeki biri için hep acabalarla ve soru işaretleriyle( yine kimse senle konuşmayacak sende dolayısıyla kendi içine cekiliceksin psikolojisi) dolu.
bir de işte dediğim gibi beni tasalandıran nasıl bir ortamla karşılaşacağımı bilmemek ve orda yeni insanlarla tanışmak fln benim halimdeki biri için hep acabalarla ve soru işaretleriyle( yine kimse senle konuşmayacak sende dolayısıyla kendi içine cekiliceksin psikolojisi) dolu.
0
Merhaba , sorunuzun cevabı şu olur diyemiyorum çünkü yaşadıklarınız hakkında fazla bilgiye sahip değilim, ama bende nacizane birkaç şey söyleyebilirim sanıyorum
1:Hiç denedinizmi , ulan bir çeki düzen vereyim kendime, güzel güzel giyineyim , dışarı çıkayım tanımadığım yerlerde öylesine bir gezeyim, hani görünüş olarak bir probleminiz yoksa ,siz yolda yürürken kimse size aa şuna bak demez ,kimsede size dikkatli dikkatli bakmaz.yani demek istediğim tanımadığınız bir yolda yürüyün , öylesine yürüyün ama bir mahalle olabilir bu, öylesine biryer yani , gerine gerine, dışarıdaki havayı içinize çeke çeke , belki sorun olmadığını görürsünüz , tamamen psikolojik olarak boşu boşuna kendinizi yıprattığınızı düşünürsünüz ?
2:Üniversiteye gidin bence, nedenini şöyle açıklayabilirim:üniversitede kimse birbirini tanımıyor , herkes sıfırdan başlıyor , geçmişinizi bilmeyecekler , kimseninde bilmesi gerekmiyor , gidin keyfinize bakın
3:3.maddem yok, tabikide bize buradan şunu yapn ,bunu yapın demek kolay geliyor , ama bir deneyin , ne kaybedersiniz ,bilhassa 1. maddeyi şimdi yapmanızı rica ederim. çıkın tanımadığınız bir yere gidin ,kim ne diyecek ?, lütfen bir kere deneyin
1:Hiç denedinizmi , ulan bir çeki düzen vereyim kendime, güzel güzel giyineyim , dışarı çıkayım tanımadığım yerlerde öylesine bir gezeyim, hani görünüş olarak bir probleminiz yoksa ,siz yolda yürürken kimse size aa şuna bak demez ,kimsede size dikkatli dikkatli bakmaz.yani demek istediğim tanımadığınız bir yolda yürüyün , öylesine yürüyün ama bir mahalle olabilir bu, öylesine biryer yani , gerine gerine, dışarıdaki havayı içinize çeke çeke , belki sorun olmadığını görürsünüz , tamamen psikolojik olarak boşu boşuna kendinizi yıprattığınızı düşünürsünüz ?
2:Üniversiteye gidin bence, nedenini şöyle açıklayabilirim:üniversitede kimse birbirini tanımıyor , herkes sıfırdan başlıyor , geçmişinizi bilmeyecekler , kimseninde bilmesi gerekmiyor , gidin keyfinize bakın
3:3.maddem yok, tabikide bize buradan şunu yapn ,bunu yapın demek kolay geliyor , ama bir deneyin , ne kaybedersiniz ,bilhassa 1. maddeyi şimdi yapmanızı rica ederim. çıkın tanımadığınız bir yere gidin ,kim ne diyecek ?, lütfen bir kere deneyin
0
panik atak olabilir mi acaba? fiziksel tepkileriniz yakın bir arkadaşımın tepkilerine çok benziyor da. doktora gitti ve çok rahat şu anda. doktora anlatamayacağınızı düşünüyorsanız bile buraya yazdıklarınızın bir çıktısını alıp kapısını çalarsanız emin olun gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
0
@slymene. zaten bu yapabildiğim bir şey benim sorunum daha çok böyle belirli yerlerde mekanlarda oluyor. Nasıl desem kendi kendime buna bi teori bile uydurdum. Okul zaten başlıca sebebiydi ve okula gidip gelirken kullandığım otobüslerden dolayı da otobüse binerken sorun yaşamam da bunla alakalı olabilir evde de ailemden dolayı ilgi görmeyen biri olduğumdan birileri varken rahat olamıyor olabilir. Aslında bunlar haricinde mahallemde gayet yakın arkadaşlarım var takıldığım eğlendiğim, ama işte korkum acaba üniversitede de bu illet benim peşimde olur mu diye..
0
benim hiç doğru düzgün arkadaşım yok. isterdim ama yok. yuvarlanıp gidiyorum. sen de yuvarlan.
0
doktora gidemem demişsin ama git...kesinlikle git! bütün bunları yaşamak zorunda değilsin, kurtulabileceğin bir şey için kendine acı çektirme. bir profesyonelle görüşmek kesinlikle insanın hayatında çok şey fark ettiriyor. önemli olan o adımı atabilmek. eğer sen atamıyorsan söyle ailene ya da güvendiğin birine seni zorla- evet zorla!- götürsün.
bu kadar ağır olmasa da benzer şeyleri yaşadım, ordan biliyorum.
bu kadar ağır olmasa da benzer şeyleri yaşadım, ordan biliyorum.
0
bu illet senin peşinde değil abicim, içinde. çıkarabilirsin aslında. nasıl? sorusuna hakkıyla cevap veremesem de, şunu biliyorum ki çabalayacak kadar kudretin var.
hiç bilmediğin bi dünya olarak gördüğün ünversite, tercih yaparken herkesin hiç bilmediği bi dünyaydı. arkadaşlık meselesine gelince, herkesi tanıman gerekmiyor, geçmişini herkese anlatman gerekmiyor, alkol ve sigara kullanman gerekmiyor. sen kendin olduğunda zaten mutlaka bi yakın arkadaş edenirsin. sana tavsiyem kesinlikle üniversitede özel apartların tek kişilik odalarında falan kalma. korkmana rağmen yurtlara kalmalısın. insanlar garip gelebilir evet, ama ortama ayak uydurmaya sağla, yakın arkadaş olabileceğini düşündüğün bi insana çay ısmarlamayı teklif et, olabilecekseniz zaten bi sonraki sefer 'hadi çaylar benden' diyecektir. cemaat falan olaylarına da girme yine, uzak dur, onlar seni insan olarak değil, ya başarından ibaret yada ibadetinden ibaret olarak görürler.
eskişehir'de bi okul kazanırsan, ilk çayı ben ısmarlıycam, sana delikanlı sözü. şayet olursa özel mesajla ulaşırsın.
hiç bilmediğin bi dünya olarak gördüğün ünversite, tercih yaparken herkesin hiç bilmediği bi dünyaydı. arkadaşlık meselesine gelince, herkesi tanıman gerekmiyor, geçmişini herkese anlatman gerekmiyor, alkol ve sigara kullanman gerekmiyor. sen kendin olduğunda zaten mutlaka bi yakın arkadaş edenirsin. sana tavsiyem kesinlikle üniversitede özel apartların tek kişilik odalarında falan kalma. korkmana rağmen yurtlara kalmalısın. insanlar garip gelebilir evet, ama ortama ayak uydurmaya sağla, yakın arkadaş olabileceğini düşündüğün bi insana çay ısmarlamayı teklif et, olabilecekseniz zaten bi sonraki sefer 'hadi çaylar benden' diyecektir. cemaat falan olaylarına da girme yine, uzak dur, onlar seni insan olarak değil, ya başarından ibaret yada ibadetinden ibaret olarak görürler.
eskişehir'de bi okul kazanırsan, ilk çayı ben ısmarlıycam, sana delikanlı sözü. şayet olursa özel mesajla ulaşırsın.
0
Aşağıda, arkadaşlar gayet güzel öneriler sunmuşlar. Benim de nacizhane bir-iki önerim olacak. Bu durumla başetmek için kendini, kademe-kademe zorlayabilirsin. İlk başta kafanda, nelerden daha çok heyecanlanıp, korktuğunu; nelere daha hafif tepkiler verdiğinin bir listesini yap. Daha sonra, küçükten başlayarak, o heyecanlandığın şeyleri yapmaya zorla kendini. İlk başlarda tökezlesen de sakın moralini bozma. Unutma, önemli olan sonuç değil, çabadır.
Daha fazla konuşmak istersen msg attım. Oradan iletişime geçebilirsin.
Daha fazla konuşmak istersen msg attım. Oradan iletişime geçebilirsin.
0
Merhaba. Universiteye gidin. Devlet yurdunda kalin.
Alkol, evet belli bir oranda alininca, sizi rahatlatir, sakinlestirir, konusamadiginiz seyleri konusursunuz, acilirsiniz.
Ben de lise hayatimi bok gibi bilgisayar basinda gecirdim, son sene yeterince calistim, suan istedigim bolumde istedigim sehirde istedigim universitedeyim. hayatimdan cok memnunum. Yani universite hayatimi degistirdi diyebilirim. Cok onemli.
Alkol, evet belli bir oranda alininca, sizi rahatlatir, sakinlestirir, konusamadiginiz seyleri konusursunuz, acilirsiniz.
Ben de lise hayatimi bok gibi bilgisayar basinda gecirdim, son sene yeterince calistim, suan istedigim bolumde istedigim sehirde istedigim universitedeyim. hayatimdan cok memnunum. Yani universite hayatimi degistirdi diyebilirim. Cok onemli.
0
theos ek mekhanes
can sıkkınlığını, huzursuzluğu alacak, endorfin serotonin salgılatacak bitki çayı vs. var mı bildiğiniz?alkol almak istemiyorum artık evde tek başımayken, ikame bir şeyler arıyorum yerine.
can sıkkınlığını, huzursuzluğu alacak, endorfin serotonin salgılatacak bitki çayı vs. var mı bildiğiniz?
alkol almak istemiyorum artık evde tek başımayken, ikame bir şeyler arıyorum yerine.
alkol almak istemiyorum artık evde tek başımayken, ikame bir şeyler arıyorum yerine.
0
yasemin çayını tavsiye ederim ben :)
kokusu da tadı da çok güzel. huzur dolarım içerken hep ^^
kokusu da tadı da çok güzel. huzur dolarım içerken hep ^^
0
ada çayı, ıhlamur da sakinleştirir, melisa çayı da. ada çayı canlılık da veriyor. mis.
0
st serhan
Evet soru başlıkta efendim, siz olsanız hangisini tercih ederdiniz? Bilgi tarihin kadrosu oldukça iyi ama ODTU'de ODTU olmasından dolayı ayrı bir öneme sahip gibi. Kararsızlığıma bir çare...
Evet soru başlıkta efendim, siz olsanız hangisini tercih ederdiniz? Bilgi tarihin kadrosu oldukça iyi ama ODTU'de ODTU olmasından dolayı ayrı bir öneme sahip gibi. Kararsızlığıma bir çare...
0
odtü derdim ben olsam. istanbulu sevmiyorum ve bilgi insanlarındansa odtü insanlarını tercih ederim, ortam olarak da öyle..
0
kesinlikle ama kesinlikle odtü derim. pişman olacağını da hiiç sanmıyorum. :)
0
olm bilgiyi nie kötülüyorsunuz
iyidir kadrosu ama ortamı bok gibi lan :S hafif bir pişmanlık var bende de keşke bilgiyi seçmeseydim diye
iyidir kadrosu ama ortamı bok gibi lan :S hafif bir pişmanlık var bende de keşke bilgiyi seçmeseydim diye
0
bence tarih seçme. akademisyenlikten başka yapacak pek bir şeyin olmaz. (neredeyse her mezunun akademisyen olmak istediğini düşünürsen hele)
0
@wessago, aslında bilgide tarih okuyorsan bir kaç sorum var sormak istediğim.
@snowman, ya evet haklısın tabi de sözelciyim malum ve iletişim fakültesi içindeki bölümler ya da tarih,edebiyatla kısıtlı seçeneklerim maalesef. Bir de genel ilgi alanım da daha çok tarih ve edebiyat yönünde o yüzden daha başarılı olabilirim sanırım.
@snowman, ya evet haklısın tabi de sözelciyim malum ve iletişim fakültesi içindeki bölümler ya da tarih,edebiyatla kısıtlı seçeneklerim maalesef. Bir de genel ilgi alanım da daha çok tarih ve edebiyat yönünde o yüzden daha başarılı olabilirim sanırım.
0
leylak sarabi
Şarkıcı Gülşen'i fiziksel olarak nasıl buluyorsunuz? Dikkat çekici, ayırdedici özellikleri nelerdir mesela?
Şarkıcı Gülşen'i fiziksel olarak nasıl buluyorsunuz? Dikkat çekici, ayırdedici özellikleri nelerdir mesela?
0
0
imajı berbat. boyu kısa. yüzü fena değil ama imaj bunu da gölgeliyor. şarkılarından ve ait olduğu kültürden de nefret ediyorum, ondan dolayı kendisine pek sempati besleyemiyorum.
0
bir gün deseler ki yok et birini suç sayılmayacak. işte o gün gülşeni bulur kafasını koparırdım. Hrrr
0
tarzını da, şarkılarını da, kendisini de hiç sevmem. gayet çirkin, kısa boylu bir şarkıcı. ayrıca bende inanılmaz bir burun hastalığı vardır. şu dünyada bir burun takıntısı yarışması olsa en iddialı yarışmacılardan biri olurdum ve şimdi merak edip burnuna baktım ve gayet de çirkin olduğunu belirtmeden edemicem. yaa bana aşırı antipatik geliyor.
0
bence yüz olarak gayet güzel. fiziğini ise tam bilmiyorum ama illaki iyi bakıyordur. gözleri ayırdedici özelliklerinden bi tanesi bence.
0
burun agiz ve cene uyumu cok guzel, teninin tonu da cok hos, yuzu dikkar cekecek kadar estetik bence...koyu saclar daha cok yakisiyor...
0
bodrumda bir süre konuştum bile... dünya gözüyle görünce hiç çekici ve güzel değil üstüne üstlük bacammmm kadar. kediye benzetiyorum.
0
sâkit.
herhangi birinde okuyan ya da herhangi birini bitirmiş bir tanıdığı olan var mı? puan sıralamasını değil, hangisinin benim için daha iyi olduğunu düşünüyorum. istanbul psikolojide okuyan bir arkadaşım ankara üniversitesini tercih etmemi söyledi. araştırıyorum, tanıtım günlerine de gidicem ama yardım
herhangi birinde okuyan ya da herhangi birini bitirmiş bir tanıdığı olan var mı? puan sıralamasını değil, hangisinin benim için daha iyi olduğunu düşünüyorum. istanbul psikolojide okuyan bir arkadaşım ankara üniversitesini tercih etmemi söyledi. araştırıyorum, tanıtım günlerine de gidicem ama yardımcı olabilecek, fikir verebilecek varsa çok sevinirim.
0
Hacettepe mezunu (2006) olarak sana derim ki, hacettepe psikoloji okursan sadece bir bölüm okumazsın. aynı zamanda unutamayacağın farklılıkta bir deneyim de yaşarsın :) Çünkü hocalar açıktır, odalarına kafana göre girebilirsin, aynı zamanda sosyalleşmeyi ve içmeyi de severler. Çok sefer olmuştur hocalarla dışarıda takılmışızdır..Gerçi doğruya doğru, Hacettepe Psikoloji bir çok hocasını Okan'a gönderdi. Ama Recai ve Levent oradayken bölüme birşey olmaz, gerisi teferruat :D
0
ankara dil tarih dururken hacettepenin lafı edilmez, odtüye girebiliyorsan ankarayla odtüyü mukayese etmen gerekirse, odtüyü tercih etmeni öneririm.
ama ankara psikoloji istanbuldan da hacettependen de kat kat iyidir.
ama ankara psikoloji istanbuldan da hacettependen de kat kat iyidir.
0
Ankara Üni.'de lisans okumuş (Psikoloji değil, DTCF'de başka bir bölüm) ve ODTÜ'de yüksek lisans (yine başka bir bölüm) yapan biri olarak, her iki üniversitenin de Psikoloji bölümünden tanıdıklarım var ve her iki üniversitenin de avantajlarını, dezavantajlarını, ortamını, sosyal olanaklarını çok iyi bilen biri olarak ben kesinlikle Ankara Üniversitesi'ni tavsiye etmem, eğer puanın Odtü'yü tutuyorsa hiç düşünme bile derim... Arada dağlar kadar fark var...
0
Haha yanlız olay benim bölümüm senin bölümünü döver'e dönüşecek, sakit arada kaynayacak :)
0
puanım kırıldığı odtü olmayacak büyük ihtimalle. kırılmasa odtü yazıcam ama.. gerçi yine yazıcam, gelirse ne mutlu, ama gelmeme durumunda alt tercihlerimi iyi belirlemem gerek. istanbul psikolojide okuyan bir arkadaşım ankara psikoloji yazmamı önerdi. ben de pek bilgi sahibi olmadığım için yardım almak istedim. bölümün türkçe olması bana ne kaybettirir, ne kazandırır?
0
ve tiyatro topluluğunun da iyi olması önemli bi etken benim için. tabi ki bölümün iyiliği önceliğim.
0
Bölümün türkçe olursa, literatür taramaları ve yüksek lisans veya çalışmak amacıyla yurt dışına açılmak için gereken ingilizce psikoloji bilgisi konusunda kaybetmezsin. ama 1-0 geride olursun. Fakat diyorsan ülkem bana yeter, az buçuk literatürümüz de ben olana kadar ilerler, o zaman türkçe de iyidir. Ayrıca şahsi görüşüm; bu ülkenin vatandaşları olarak , bölümümüzü bu ülkenin ana dilinde bilmeliyiz ki kürkçü dükkanımızda rahat hareket edebilelim..
Bundan başka da hiç bahsetmediğim "kolaylık" olayı. ingilizce bölümlerin hazırlıkları vardır ve hazırlıklar 1 yıl kaybettirir sana. türkçelerde öyle bir durum tabii yok.
Bundan başka da hiç bahsetmediğim "kolaylık" olayı. ingilizce bölümlerin hazırlıkları vardır ve hazırlıklar 1 yıl kaybettirir sana. türkçelerde öyle bir durum tabii yok.
0
mormormorius
yılar evvel vivaldi la minor konçerto yu bitirdimbach ın 1. keman konçertosunu ve accolay ın la minor keman konçertosunu kendi emeklerimle bitirdim. yalnız beni zorlayacak ve ilerletecek bir konçerto çalmak istiyorumne çalmalyımlütfen fikir verin.bir kaç tane fikir verirseniz çok sevinirim.sibelius
yılar evvel vivaldi la minor konçerto yu bitirdim
bach ın 1. keman konçertosunu ve accolay ın la minor keman konçertosunu kendi emeklerimle bitirdim. yalnız beni zorlayacak ve ilerletecek bir konçerto çalmak istiyorum
ne çalmalyım
lütfen fikir verin.
bir kaç tane fikir verirseniz çok sevinirim.
sibelius un bir konçertosu var bayağı zor geldi ona başlayabileceğimi sanmıorum
fikir verirseniz çok sevinirim
bach ın 1. keman konçertosunu ve accolay ın la minor keman konçertosunu kendi emeklerimle bitirdim. yalnız beni zorlayacak ve ilerletecek bir konçerto çalmak istiyorum
ne çalmalyım
lütfen fikir verin.
bir kaç tane fikir verirseniz çok sevinirim.
sibelius un bir konçertosu var bayağı zor geldi ona başlayabileceğimi sanmıorum
fikir verirseniz çok sevinirim
0
la minör çift keman mı, tek keman mı?
ben kesinlikle bach re minör çift keman konçertosunu öneriyorum.
bir de zor gelmezse mendelssohn e minor keman konçertosu muhteşem olur, ama bayağı kasmanız gerekir
ben kesinlikle bach re minör çift keman konçertosunu öneriyorum.
bir de zor gelmezse mendelssohn e minor keman konçertosu muhteşem olur, ama bayağı kasmanız gerekir
0
Gargoyle
Bir kaç gündür göbeğimde kalp atışına benzer birşey hissediyorum internette birşey bulamadım fikri olan var mı acaba?
Bir kaç gündür göbeğimde kalp atışına benzer birşey hissediyorum internette birşey bulamadım fikri olan var mı acaba?
0
olur öyle.kas titremesi olabilir.(böyle seyirir ya hani kaslar bacakta kolda falan) yada cok sakin bir şekilde durursam göbeğimde kalp atışımın ritmini görebiliyorum.Zayıfsınız sizde galiba :)
0
tamamen sağlıklı insanlarda da olabilir. asıl hissettiğin kalbin değil, kalbe kan pompalayan aort atardamarının ritmi.
gel olayı güvene alalım ve bugün bi doktor randevusu al, bi hazım sorunu yada olağandışı bişi olmadığından emin olmak için..
gel olayı güvene alalım ve bugün bi doktor randevusu al, bi hazım sorunu yada olağandışı bişi olmadığından emin olmak için..
0
ağır bir şey mi kaldırdınız, halk arasında göbek düşmesi diyolar sanki bu olaya.
0
@jarlaxle yok gitmiim bıktım aynı şeyi duymaktan :(hangi doktora gitsem hepsi psikosomatik diyor heralde bu da ondan :(
0
bende de öyle olmuştu bi ara :D önemli bir şey olduğunu sanmıyorum, geçiyor bir süre sonra :)
0
elmalili hamdi yazar
heyecanlı bir arkadaş, ülkücü foruma girip "yaşasın marksizm", "yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği" gibi yazılar yazmış ve banlanmış. banlandıktan sonra mail atmışlar kendisine "Ip adresiniz emniyete verildi, hakkınızda şikayetçiyiz." gibisinden.şimdi tırsıyor başıma bir iş gelir mi diye. m
heyecanlı bir arkadaş, ülkücü foruma girip "yaşasın marksizm", "yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği" gibi yazılar yazmış ve banlanmış. banlandıktan sonra mail atmışlar kendisine "Ip adresiniz emniyete verildi, hakkınızda şikayetçiyiz." gibisinden.
şimdi tırsıyor başıma bir iş gelir mi diye. mesajlarda hakaret, küfür yok. bir şey olur mu?
şimdi tırsıyor başıma bir iş gelir mi diye. mesajlarda hakaret, küfür yok. bir şey olur mu?
0
Birşey çıkmaz o işten. En fazla gidip ifade verir, savcılar bununla uğraşıp da dava açmaz.
0
en kötü ihtimali yazıyorum...
ülkücü arkadaşlar sizin ip adresinizden evinizi bulamaz ama savcı bulur, ve sizi ifade vermeye çağırır, sonrasında sizin hakkınızdaki bilgiler o dosyaya aktarılır, siz ifadenizi verirken ev adresinizi, iş yeri-okulunuzu, vs. bildirmek durumundasınuz, sonra o ülkücü arkadaşlar o dosyayı inceleyip, sizi tenha bir yerde kıstırabilirler...
ülkücü arkadaşlar sizin ip adresinizden evinizi bulamaz ama savcı bulur, ve sizi ifade vermeye çağırır, sonrasında sizin hakkınızdaki bilgiler o dosyaya aktarılır, siz ifadenizi verirken ev adresinizi, iş yeri-okulunuzu, vs. bildirmek durumundasınuz, sonra o ülkücü arkadaşlar o dosyayı inceleyip, sizi tenha bir yerde kıstırabilirler...
0
sadece sitenin düşünce yapısına zıt birşey yazmış...
fenerbahçe forumlarında yaşasın galatasaray yazmak gibi bişey gözümde..
cacık olmaz yani..
fenerbahçe forumlarında yaşasın galatasaray yazmak gibi bişey gözümde..
cacık olmaz yani..
0
@durukafa, ben dolandırıldım ve çocukların adreslerini suç dilekçesinde görmeme rağmen gidip dövmediğime göre (kovuşturmanın iptaline karar verildi) bunlar öyle bir şey yapmaz herhalde.
@sivrisinek, eheh harbiden. yapıp sonradan "başıma bir iş gelir mi" diye ağlıyor resmen. iyi geyik malzemesi verdi bize 3 sene güleriz artık.
@sivrisinek, eheh harbiden. yapıp sonradan "başıma bir iş gelir mi" diye ağlıyor resmen. iyi geyik malzemesi verdi bize 3 sene güleriz artık.
0
toshiro
selamlar ahali..geçen seneye kadar epey gür, uzun saçlara sahiptim. gittiğim berberler bile saçlarıma hep iltifatlar yağdırırdı, o derece yani. fakat her gencin korkulu rüyasından sanırım artık ben de nasibimi almaya başlıyorum. şöyle ki, saçlarımın uzun olduğu dönem ( geçen yıl) farkettim ki saçla
selamlar ahali..geçen seneye kadar epey gür, uzun saçlara sahiptim. gittiğim berberler bile saçlarıma hep iltifatlar yağdırırdı, o derece yani. fakat her gencin korkulu rüyasından sanırım artık ben de nasibimi almaya başlıyorum.
şöyle ki, saçlarımın uzun olduğu dönem ( geçen yıl) farkettim ki saçlarım yoğun bir şekilde dökülüyor.üzülerek te olsa ben de saçı kestirelim nadasa bırakalım dedim,faydası olmadı. hala saçlar toparlayamadı kendini, yanlar bildiğin açıldı, korkuyorum..yardımcı olun be duyurucanlar,kurataralım bu saçları
1)acaba bi vitamin eksikliği falan mı bunun nedeni?
2)biomeen diye de bir bakım şampuanı kullanıyorum,faydası var mı bu meretin. alternatif olarak ne tavsiye edersiniz? ne yapmalı,ne etmeli?
3)devlet hastanelerinde bu konuyla ilgili birimler var mı?
şöyle ki, saçlarımın uzun olduğu dönem ( geçen yıl) farkettim ki saçlarım yoğun bir şekilde dökülüyor.üzülerek te olsa ben de saçı kestirelim nadasa bırakalım dedim,faydası olmadı. hala saçlar toparlayamadı kendini, yanlar bildiğin açıldı, korkuyorum..yardımcı olun be duyurucanlar,kurataralım bu saçları
1)acaba bi vitamin eksikliği falan mı bunun nedeni?
2)biomeen diye de bir bakım şampuanı kullanıyorum,faydası var mı bu meretin. alternatif olarak ne tavsiye edersiniz? ne yapmalı,ne etmeli?
3)devlet hastanelerinde bu konuyla ilgili birimler var mı?
0
1- çoğu zaman fitaminlerle ilgili olabiliyo kaptan ona bi baktır önce
2- aga çok saçma gelicek ama, yıkadıktan sonra çok çok iyi durula saçlarını, bunun önemini hayal bile edemessin.
2- aga çok saçma gelicek ama, yıkadıktan sonra çok çok iyi durula saçlarını, bunun önemini hayal bile edemessin.
0
saç demir eksikliğinden de dökülebiliyor. ben çam terebentin kullanıyordum. ben de gayet de işe yaramıştı ama sözlükte olumsuz tepkiler almış :)
0
aha aynı ben.upuzun saçlarımı kestirdim bir kere olmadı.dökülmeye devam ettiler.bir daha kestirdim.yine olmadı.sonra da amaaaan ne haliniz varsa görün dedim.fön,maşa vb. şeylerden uzak tuttum dökülmesi durdu biraz.
karanfilli suyla yıkayın.zetyinyağıyla bakım yapın.ama kimyasallardan azıcık uzak tutun.sonsuza kadar dökülecek hali yok ya durur elbet.gidenlerin yerine yenileri gelir ki benimkilerde çıkıyor artık.gıcık görünüyor ama olsun uzayacak elbet:)
1-kan testi yaptırmalısınız
2-dediginiz şampuanı bilmiyorum ama doktor bana inneov densite'i önermişti.
3-cildiye ya da dermatoloji.saç dökülme mevzusu biraz lüksü girdiği için çok sallamıyorlar.bana ilk gittiğimde 'şitrestendir bağğyaan' demişlerdi araştırma hastanesinde.baya tartışmıştık.
özel muayene imkanınız varsa gidin derim.ama siz bunu stres yaptıkça daha da dökülürler.
karanfilli suyla yıkayın.zetyinyağıyla bakım yapın.ama kimyasallardan azıcık uzak tutun.sonsuza kadar dökülecek hali yok ya durur elbet.gidenlerin yerine yenileri gelir ki benimkilerde çıkıyor artık.gıcık görünüyor ama olsun uzayacak elbet:)
1-kan testi yaptırmalısınız
2-dediginiz şampuanı bilmiyorum ama doktor bana inneov densite'i önermişti.
3-cildiye ya da dermatoloji.saç dökülme mevzusu biraz lüksü girdiği için çok sallamıyorlar.bana ilk gittiğimde 'şitrestendir bağğyaan' demişlerdi araştırma hastanesinde.baya tartışmıştık.
özel muayene imkanınız varsa gidin derim.ama siz bunu stres yaptıkça daha da dökülürler.
0
mutlaka hormon testleri yaptır. cerrehpaşa tıp fakültesi bu konuda gayet ilgili. kansızlık varsa tedavisi daha kolay, umarım strese bağlıdır
0
Testesteron fazlalığında saçların döküldüğü bilinen bir şey. Peki hangi hormonun eksikliği dökülmeye yol açıyor ki?
Benim de uzun zamandır dökülüyor hiç bir çare bulamadım. bioxcin,minoxil, finasteride falan kullandım. Medobiotin de aldım hatta yanında. Ama zerre kadar azalmadı dökülmesi.
Hastaneye bu kez kan testi yaptırmak için gitmek istiyorum. Dermatoloğa diyeceğim ki; "bana et ve şarap..." dur lan yok! vitamin ve hormon testi yap bana.
Benim de uzun zamandır dökülüyor hiç bir çare bulamadım. bioxcin,minoxil, finasteride falan kullandım. Medobiotin de aldım hatta yanında. Ama zerre kadar azalmadı dökülmesi.
Hastaneye bu kez kan testi yaptırmak için gitmek istiyorum. Dermatoloğa diyeceğim ki; "bana et ve şarap..." dur lan yok! vitamin ve hormon testi yap bana.
0
gerçekten işe yarayan bir ilaç tavsiye edeceğim: minoxil. sevgilim kullanıyor ve cidden faydasını gördük. ama düzenli kullanmak lazım.
0
Erkek tipi saç dökülmesini durduğu kantılanmış ilaçlar sadece minoxidil ve finasteride içeren ilaçlar zaten. Bioxcindir, bioblasdır boktur püsürdür hepsi yalan.
Özellikle saç dökülmesini engeller diye satılan şampuanların hiçbiri işe yaramaz. Şampuandan saç bakım ürünü olur ama kesinlikle erkek tipi saç dökülmesini önlemez.
Özellikle saç dökülmesini engeller diye satılan şampuanların hiçbiri işe yaramaz. Şampuandan saç bakım ürünü olur ama kesinlikle erkek tipi saç dökülmesini önlemez.
0
janavarorion
kaçtır soracam diyorum hep bir şeyler giriyor araya unutuyorum. normalde araştırmayı seven bir insanım fakat bu konuda biraz üşendim. şöyle ki ; ek'te verilen resimlerin bir açıklaması var mı ? yoksa bildiğin photoshop mu ? ya da 50-60 yıl önce bir kaç fırlama tarafından kazınmış şeyler mi ? biliyor
kaçtır soracam diyorum hep bir şeyler giriyor araya unutuyorum. normalde araştırmayı seven bir insanım fakat bu konuda biraz üşendim.
şöyle ki ; ek'te verilen resimlerin bir açıklaması var mı ? yoksa bildiğin photoshop mu ? ya da 50-60 yıl önce bir kaç fırlama tarafından kazınmış şeyler mi ? biliyorum % 1,000,000 fake ama olsun yine de sormak istedim.
img215.imageshack.us
şöyle ki ; ek'te verilen resimlerin bir açıklaması var mı ? yoksa bildiğin photoshop mu ? ya da 50-60 yıl önce bir kaç fırlama tarafından kazınmış şeyler mi ? biliyorum % 1,000,000 fake ama olsun yine de sormak istedim.
img215.imageshack.us
0
